Köşe Yazısı Güncelleme Tarihi: 14 Ağu 2022 21:00

Akaryakıt hesabını yapanlar ne kadar şeffaf?

Akaryakıtta yüzde 300'lere varan zamlardan sonra vatandaşın aklında aynı soru var: Akaryakıt hesabını yapanlar ne kadar şeffaf?

akaryakıt benzin hakan göksel

Akaryakıt hesabını yapanlar ne kadar şeffaf?

Enerjide dışa bağımlı ülkeyseniz ithalatınızın büyük kısmını enerji harcamaları oluşturuyor. Türkiye'nin de dış harcamalarının ve aynı zamanda bütçe açığının büyük kısmı enerji ithalatından kaynaklanıyor.

Üretimden tüketime hatta geri dönüşüme kadar ne varsa enerji ile deyim yerinde ise göbek bağı var. Etrafındaki ülkelere kıyasla fosil yakıtlar bakımından fakir ülkeyiz.

Hal böyle olunca da akaryakıt, doğalgaz veya elektriğe gelen zamları otomatikman hayat kalitemize de yansıyor.

Üstelik Türkiye gibi 10-20 yılda bir tekrar eden ekonomik krizlerin de varsa durumu içinden çıkılmaz hal alıyor. Ülkenin gündeminden geçim derdi bir türlü düşmüyor.

Dedelerimizin dedesi, dedelerimiz yaşadı babalarımız ve bizler yaşamaya devam ediyoruz böyle giderse korkarım bizden sonrakiler de bu kısır döngüden çıkamayacak.

Türkiye ekonomisi tıpkı bataklığa saplanan araç gibi her ne kadar bazı dönemlerde yol alsa da diğer zamanlarda patinaj yapmaktan başka çare bulamıyor.

Her ne kadar geri kalmış Ortadoğu ülkeleri gibi olmasak da yaşam standartları ve krizler nedeniyle etrafımızdaki petrol zengini ülkelerin şartlarından kötü durumdayız.

Petrolün tekelini elinde bulunduran ABD, Rusya, Çin, Kanada, İran, Brezilya, BEA, Kuveyt ve İran gibi devletlerin ve de OPEC gibi petrol üreticisi kuruluşların insafına kalmış durumdayız. Elbette kendi beceriksizliğimizden kaynaklanan döviz kurları ile ilgili durumları, verginin vergisi ile Hazine doldurma hastalığını, karlılık konusundaki aç gözlülüğümüzü de görmezden gelmiyorum.

Enerjiye göbek bağımız olduğu için nerede ekonomik enerji fırsatı varsa -bazen Rusya, bazen Ortadoğu, bazen Amerika- onunla işbirliği yürütüyoruz. Elbette dışarıda fırsatçılık peşindeyken içeride de aksayan durumlar var.

Akaryakıt doğalgaz elektrik gibi stratejik sektörler özelleştirilse de devletin kontrolünü tamamen başkalarına bırakacağı anlamına gelmiyor.

Türkiye'de Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) sektörle ilgili düzenleme ve denetleme faaliyetini yürütüyor. “Başarılı veya etkin mi?” diye sorarsanız şahsi kanaatim bu konuda çok eksikleri var. Bunu başka bir yazı konusu olarak başka zamana bırakalım.

Bugünlerde en çok dertli olduğumuz konuların başında akaryakıt fiyatları geliyor. 8 liradan 30 liraya kadar yükseldi. Bugünlerde ise 23 TL seviyelerinde geziyor. Artışlar yüzde 300’lere ulaştı.

Bugün üçüncü dünya ülkelerinde bile böyle bir tablo izlemiyoruz. Hatta yakın zamanda Sri Lanka’da yaşanan ayaklanmalarda bile akaryakıta yapılan en yüzsek zam yüzde 35’ler seviyesindeydi. (Meraklıları için söyleyeyim, 1 Dolar 359 Sri Lanka Rupisi, 1 Srilanka Rupisi 0,050 TL.)

Akaryakıt fiyatlanması şöyle gerçekleşiyor. Dışarıdan dolar kuru ile rafinerilerin aldığı ham petrol fiyatı önce TL’ye çevriliyor sonra, litreye dönüştürülüyor. ÖTV ve Gelir Payı üzerine konulduktan sonra KDV’de eklenerek rafineriden çıkıyor. Benzin istasyonlara ulaşım maliyetinin yanı sıra bayilerin karları da üzerine konularak satış fiyatları ortaya çıkıyor.

Her ne kadar rafineriler ham petrolü işleyerek akaryakıt ürünlerine dönüştürse de dünya piyasasına “tatlı petrol” olarak da bilinen Brent Petrol yön veriyor. Brent Petrol likidite, volatilite, hareketlilik, işlem koşulları gibi konularda Ham Petrolden ayrılıyor. Anlayacağınız bir hayli karışık konular.

Elbette tüketiciler olarak birinci derecede bizi ilgilendiren soru “akaryakıtta kazıklanıyor muyuz?” sorusu. Bunu neden soruyorum çünkü teorik olarak nasıl hesaplandığını biliyorken gerçekte yapılan hesapları merak ediyorum.

EPDK veya Rafinerilerin sitesinde güncel bayi bayi akaryakıt fiyatlarını bulabileceğiniz bir sistem mevcutken, nasıl hesaplandığına dair bir araç yer almıyor.

Kim, nerede, ne kadar kâr ediyor, bilmiyoruz. Rafineriden mi pahalı çıkıyor, yoksa devlet kaynak temini için fiyatlar üzerinde baskı mı kuruyor? Ya da sektörde yabancı tekeli nedeniyle bayiler az karla yetinmiyor mu, bilmiyoruz.

Soframıza gelen ekmekten, peynirden, zeytinden, işletmemize giren enerjiden, evlerimizi ısıtan gaza, fueloile araçlarımızda kullandığımız akaryakıtta kadar her konuda birinci derecede etkileniyoruz. Ve bu kadar paydaşı olduğumuz, bedelini ödediğimiz akaryakıt ürünlerinin nasıl hesaplanacağını bilmek hakkımız diye düşünüyorum.

Sizce de fiyatları belirleyenlerin şeffaf olmanın zamanı gelmedi mi?

“Akaryakıt hesabını yapanlar ne kadar şeffaf? Kim ne kadar kâr ediyor? Devlet fiyatların üzerinde etkisi var mı? vb.

Bilmek hakkımız.

Sizin görüşünüz nedir?

Ekleme Tarihi: 14 Ağu 2022 21:00