Dünya Güncelleme Tarihi: 8 Eki 2022 17:00

İran'da üniversite öğrencileri Mahsa Amini için susmuyor

İran'da Mahsa Amini'nin devlet gözetimindeyken öldürülmesinin ardından başlayan protestolar durmuyor. Üniversite öğrencilerinin de katıldığı protestolar büyüyor

mahsa amini

İran'da Mahsa Amini'nin devlet gözetimindeyken öldürülmesinin ardından başlayan protestolar dur durak bilmiyor. Ülkedeki öğrencilerin de haftalarca süren katılımıyla protestolar yeni bir güç kazanmış oldu.

Özellikle geçen Cumartesi Tahran Üniversitesi'nde, sonraki gün de Şerif Üniversitesi'nde başlayan gösteriler dalga dalga büyüyor. İsfahan, Kerman, Meşhed, Tebriz ile ülkenin dört bir yanındaki kampüslerde protestolar başladı.

Öğrencilerin bu protestoları uzmanlar tarafından "atıl durumdaki on yıllık bir öğrenci hareketini tersine dönmesi" olarak yorumlandı. İran'da yaşanan öğrenci protestoları İslam Cumhuriyeti'nin ilk günlerinden beri ihtiyaç duyulan daha geniş protestolar için bir kıvılcım olduğu öne sürülüyor.

Protestolar, İran'da 1999 yılında reformist Salam gazetesinin kapatılmasının ardından ülkedeki en büyük gösteri olması bakımından dikkat çekiyor. O dönemde Tahran Üniversitesi'ndeki öğrenciler gazetenin kapatılmasını protesto etmişti.

Devrim muhafızlarının müdahalesi ile yurt baskını gerçekleşmiş, 1 öğrencinin öldüğü yüzlercesinin yaralandığı olayla ilgili tepkiler büyümüş ve hükümet hesap vermek durumunda kalmıştı. Uzmanlar bu nedenle protestolara birden fazla anlam yüklüyor.

İran'da öğrenci olaylarının temeli daha eskilere de dayanıyor. 1953 yılında ABD Başkan Yardımcısı Richard Nixon'ın İran'a yaptığı ziyaret Tahran Üniversitesi öğrencileri tarafından protesto edilmişti. İ İran polisi öğrencilerin üzerine ateş açarak ölümlerine neden olmuştu. İran'da olayın gerçekleştiği 3 Aralık 1953 Öğrenci Günü olarak kutlanıyor.

İran'da üniversiteler muhaliflerin sığınağı görevini görüyor. İran'da siyasi parti, siyasi görüşlerin, düşüncelerin paylaşacağı bir arena yok. Baskı nedeniyle buna müsaade edilmiyor. Üniversitelerde ise bu baskı daha az hissediliyor.

Şerif Üniversitesi'nde başlayan ve bir haftadır devam eden gösterilere İran güvenlik güçlerinin plastik mermi, paintball ve göz yaşartıcı gazla sert müdahalesi dünyanın dört bir yanındaki akademisyenler tarafından kınandı.

Güvenlik güçlerinin olaylara müdahalesi; 16 Eylül'de Ahlak polisinin 22 yaşındaki Amini'yi ülkenin başörtü kurallarına uymadığı iddiası ile tutuklamasından bu yana, en sert görüntülerolarak nitelendirildi.

İran'daki protestoları yorumlayan bazı uzmanlar öğrenci hareketini güvenlik güçlerine ve din adamlarına karşı bir tepki ve İslam Cumhuriyeti tarafından yönetilmek istemediklerinin sinyali olarak yorumluyor. Öğrenciler protestolar sırasında İran'ın Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney'in ve Kurucu Ayetullah Ruhollah Humeyni'nin fotoğraflarını ayaklar altına olarak öfkelerini gösterdi.

Şerif (Sharif) Üniversitesi'ndeki öğrenciler güvenlik güçlerinin baskını sırasında gözaltına alınan arkadaşlarının serbest bırakılmasını, hükümetten resmi olarak özür dilemesini, öğrencilere verilen zararın karşılanmasını ve öğrencilerin disiplin dosyalarının kapatılmasını istiyor. Bu konuda da bir bildiri yayınladılar.

İran İslam Cumhuriyeti'nde üniversitelerin ve öğrencilerin hükümetin kararlarını özgürce protesto etmeleri baskı altında tutuluyordu. Müfredatın değiştiği ve halka açık toplantıların yasaklandı. Diğer taraftan İran anayasası öğrencilerin barışçıl bir şekilde toplanmalarını engellemiyor. Uygulama sürecinde ise öğrencilerin kısıtlama olmaksızın bunu yapmalarına genellikle izin verilmiyor.

Rejim bir süredir öğrencileri kazanmaya çalışıyor. Hatta İtalya'nın Çav Bellası gibi "Hello Commander" şarkısı ile rejim yanlısı müzikle destek toplamaya çalışıyor. Öğrencilerin bu kullanımı alaya alması üzerine hükümetin bu adımı yeterince başarı kazanmış görünmüyor.

İrandaki protestolara öğrenciler yeni bir ivme kazandırdı. Kamuoyu olayların fitilini ateşleyen başörtüsü meselesinin kişisel olduğunu düşünüyor. Dini gelenekten gelen İranlı kadınların bile bu konuda itirazlarını dile getirdikleri iddia ediliyor. Hükümetin yaklaşımı da eleştiri konusu olurken, başörtü takma özgürlüğünü değersizleştirdiklerini ve yönetimin uygulamaları nedeniyle başörtünün dini simge olmaktan çıkıp siyasi baskının bir sembolü haline geldiği iddia ediliyor.

Uzun süredir siyasi baskı aracı olan başörtüsü ülke genelinde tepkilere neden olsa da İranlıları Amini'nin ölümü kadar etkilemedi. Bu olay İran İslam Cumhuriyeti'ne yönelik daha geniş eleştirilere yol açtı.

Uzmanlara göre İran kültüründe çok fazla zorlama var ve bu nedenle halkın talebi özgürlük yönünde oluyor. Öğrencilerin mevcut protestolarının ardında hayatı özgürce yaşama talepleri ve onlar ölüm keder ve yas ile işlerinin bittiğini düşünüyor.

Ne olmuştu?

16 Eylül 2022 tarihinde 22 yaşındaki İranlı bir kadın Mahsa Amini, İran hükümetinin din ahlak polisi Rehberlik Devriyesi, tarafından başörtüsünü yönetimin istediği biçimde takmadığı için tutuklamıştı. Polisin Amini'yi hastaneye nakletmesinden sonra karakolda kalp krizi geçirdiği, yere yığıldığı ve komaya girdiği açıklaması yapıldı. Amini ile birlikte gözaltına alınan kadınlar ve görgü tanıkları, Amini'nin ciddi şekilde dövülerek ve polis şiddeti sonucu öldüğünü iddia etti. Tıbbi taramalara ek olarak bağımsız gözlemciler Amini'nin beyin kanaması veya inme geçirdiğine öne sürmüştü.

İran'da Amini'ye uygulanan şiddeti protesto etmek amacıyla başlatılan gösterilere üniversite öğrencileri de katıldı. Amini'nin ölümü ile ilgili dünyanın dört bir yanından İran yönetimi eleştiriliyor.

Ekleme Tarihi: 8 Eki 2022 17:00