Dünya Güncelleme Tarihi: 16 Ağu 2022 15:00

Putin'in savaş rüyası Almanya'yı uykusundan uyandırdı

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ile başlayan ve etkisi tüm dünyada hissedilen savaşta en büyük derslerden birini Almanya aldı. Pekiyi korkulan olacak mı?

Ukrayna Almanya Bayrak Katedral

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ile başlayan ve etkisi tüm dünyada hissedilen savaşta en büyük derslerden birini Almanya aldı. Avrupa Birliği ülkeleri, güvenlik ve enerji konularında Almanya'nın tüm Avrupa'yı özgürleştirecek tedbirler alınmasını bekliyor.

İkinci Dünya Savaşı'nda Japonya'nın başındaki İmparator Hirohito savaşla ilgili olarak “Savaş, mutlaka Japonya'nın avantajına gelişmemiştir” yorumunu yapmıştı. Bugün Ukrayna'daki savaş içinde aynı yorumu yapmak mümkün.

Savaş Putin lehine gelişmiyor Almanya derin uykudan uyandı

Ukrayna'daki savaş da Vladimir Putin lehine gelişmiyor. Savaş nedeniyle Finlandiya ve İsveç NATO üyeliğini daha fazla ister oldu. Rusya karşısında Ukraynalılar ülkesine daha bir bağlılık göstermeye başladı.

Putin'in Ukrayna’ya dayattığı zorbalığın karşısında demokratik alternatifler daha fazla güç kazandı. Rusya’nın doğal kaynaklarını satın alan müşterilerin arayışları farklı alanlara yöneldi. En büyük etki de Rusya'nın hem hem büyük düşmanı hem de ortağı olan uyuyan dev Almanya'yı uykusundan uyandırdı.

Putin'in savaş merakı Almanya’yı rahat rüyasından uyandırdı. Bu etki Avrupa Birliği’nin ilişkilerini daha da güçlendirirken Almanya’yı diğer ülkeler karşısında daha güçlü ve cesur liderlik yapmaya teşvik etti.

Son dönemde Almanya'nın bu etkiyi çok ihtiyacı vardı. Almanya kendi halinden memnun ve kendini beğenmiş duruşuyla etrafındaki dünyanın ne kadar hızlı değiştiğini anlamakta gecikti.

Şimdi ise Almanlar demokraside ender görülen bir durumu deneyimliyor. Ekonomi ve güvenlikte geniş kapsamlı revizyona ihtiyaç olduğu konusunda fikir birliğine vardılar.

Almanya'nın Rusya'ya bağımlılığı hayal kırıklığı yarattı

Avrupa’nın tepesindeki kara bulutların uzun süredir dolaşıyordu. Her ne kadar Alman halkı Avrupa’nın en güçlü, en sorumlu ve istikrarlı ülkesi olarak Almanya'yı görse de Ukrayna savaşı sonucunda ortaya çıkan Rus yakıtına bağımlılığı hayal kırıklığına neden oldu.

Almanya böyle bir senaryoda sadece Rusya yönetiminin enerji şantajı karşında mağdur olmakla kalmadı aynı zamanda Putin’in Ukrayna'yı işgalinde finanse eder hale gelmiş oldu. Uzmanlara göre Almanya'nın bu “sefil” durumu, kendi yakın tarihini dayanan pembe varsayımlarla ilgili sorgulama konusundaki isteksizliğinden kaynaklandı.

Şansölye Angela Merkel hata mı yaptı?

Almanya'nın uzun süre başbakanlığını yapmış şansölye Angela Merkel, Rusya ile yapılan ticaretin savaşan tarafları ehlileştireceğine inanıyordu ve halkını bu şekilde rahatlatıyordu. Avrupa'daki müttefikleri Almanya'yı enerji ve güvenlik geleceği konusunda daha sağlam adımlar atması için uyarırken Almanya bu sürece kulak tıkadı.

Almanya'nın yaşadığı zorluk sadece bununla sınırlı değildi. Alman ekonomisinin büyümesi için çok az yer tutan geleneksel mühendislik ürünlerine aşırı bağlı hale geldi. Bu da ülkeyi hammadde tedarik ettiği Çin gibi büyük bir ülke karşısında bağımlı hale getirdi.

Almanya vasıflı işçi kıtlığı yaşıyor

Almanya'nın kamu harcamalarında kısıntıya gitmesinin sonucu da altyapı eksikliği oldu bugün bile demiryollarının yaygın olduğu ülkede tren seferleri aksıyor. Sadece bununla da sınırlı değil kamu ve özel sektördeki hizmetler dijitalleşme ettiğinden dolayı ülke vasıflı işçi kıtlığı yaşıyor bu da hizmetlerin yavaşlamasına neden oluyor.

Almanya'nın en büyük krizi demografik krizi; yakın dönemde ülkede emekli insan sayısı iş gücü sayısını geçecek. Çalışan iş gücünden fazla emekli olacak. Bu da sosyal güvenlik sistemine çok büyük yükler getirecek.

Almanya yeniden doğabilecek mi?

Bugünlerde ise Almanya yeniden doğuyor. Rusya'nın Ukrayna işgalinden 3 gün sonra denenmemiş koalisyona başkanlık eden Şansölye Olaf Scholz, Bundestag'a çok alkışlanan Zeitenwende konuşmasını yaptı.

İkinci dünya savaşı'ndan sonra inşa edilen Almanya'nın bir süredir pasif halde olmasının sona ermesi gerektiğini vurguladı. Durgunluktan çıkma sinyalini verdi. Bu politikayla birlikte gelecek yılların da gündemini belirledi. Almanya açısından olumlu tarafı; ülkenin şu an zorlukları yönetilebilir durumda.

Putin, Ukrayna'yı işgal ettiğinde Almanya doğalgaz ihtiyacının yüzde 55 için Rusya'ya güveniyordu. O dönemde kıyamet habercileri olarak tanınan kesim Almanya'da fabrikaların kapanacağını, malzemelerin tükeneceğini, ailelerin ise mutfakta tir tir titreyeceklerini iddia ediyorlardı.

Bugün gelinen noktada yaşanan enerji krizi kıyamet habercilerin haksız da olmadıklarını ortaya koydu. her ne kadar Rusya, Almanya'nın gaz ihtiyacının sadece yarısını karşılıyor olsa bile doğal gaz stokları hızla eriyor.

Almanya bir taraftan bu stokları arttırmaya çalışırken diğer taraftan sanayide kullanılan doğal gazın daha da azaltılacağını öngörüyor. Yüksek enerji maliyetleri ve fiyatlar karşısında müşterileri koruyan kampanyalar yapılsa da hane halkı da kendi tedbirlerini alma konusunda çözüm arıyor.

Kömür santralleri ve nükleer santraller yeniden devreye alınıyor

Yaşanan kriz sonrasında Almanya kömürle çalışan direk santrallerini yeniden devreye alıyor. Yenilenebilir enerji de yatırımda öncelikli hale geldi. Daha önce kapanması planlanan üçlükler santralin süresini uzatma kararı da bekleniyor.

Sadece bununla kalmayacak yüksek kaya gazı rezervi konusunda da yasaklar kalkacak. Almanya'nın yeterli sorumluluklar alması halinde çözüm için henüz vakti var.

Rusya'nın Ukrayna işgali Almanya'nın enerji ihtiyaçları konusunda attığı adımlara güvenlik konusunu da ekledi. Scholz Almanya'nın savunma harcamalarını üçte bir oranında artırma sözü verdi.

Fakat Almanya'nın bu yıl bütçesi sabit ve değişmeyecek. Yapılacak yeni harcamalar ise güvenlik konusunda kapsamlı revizyonu finanse edecek. Almanya dış politikada da pasif haline terk ederek Ukrayna'ya ağır silahlar gönderme kararı aldı bu da ülkenin dış ilişkilerinde farklı stratejiye yöneldiğini gösteriyor.

Almanya çin ile olan ekonomik bağımlılıkları ile alakalı kapsamlı inceleme başlattı ve bu konuda ulusal güvenlik stratejisi yayınlanması bekleniyor. Kamuoyunda bu adım Almanya'nın jeostratejik hedeflerine belirlemeye yönelik ilk girişimi olarak değerlendirildi.

Almanya dijital dönüşüme yatırım yapacak

Almanya ekonomideki sektörlerini dijitalleşirken aynı zamanda karbon salınımı ve yeşil enerji konusunda da büyük adımlar atacak. Tüm bu değişimin Almanya için zorlayıcı olması bekleniyor.

Uzmanlara göre orta ölçekli çok sayıda şirket dijital dönüşümü ve dijital meydan okumayı benimser ise Almanya'nın dünya çapındaki ekonomik gücünün temeli olmayı sürdürecekler. Almanya'da iş dünyası temsilcileri ve Şansölye Scholz’un hükümeti bu politikayı destekliyor.

Almanya göçmen politikaları konusunda da düzenlemeye giderek ülkesine daha vasıflı işçiler çekmek için ayarlamalar yapıyor. Almanya sadece kendi iç ekonomisinde değil Avrupa'daki bütçe açığı konusunda da fazlaca cömert davranıyor. Bunun nedeni Almanya'nın diğer Avrupa ülkelerini, -ABD gibi pürüz çıkaran ülkeler olsa da- müttefik olarak yanında tutmak istemesi.

Almanya'nın yeni politikasının beklentisi ekonomisine yönelik. Gelecekte global şirketler, tedarik zincirlerini daha sağlam hale getirmek için arayışta olacak. Almanya’da Avrupa'nın en güvenilir ülkesi olarak yatırımları kendine çekmeyi planlıyor. Elbette bu o kadar kolay değil hala ülkeyi bekleyen büyük tehlikeler var.

İkinci Trump yönetimi ve Türkiye'nin NATO'daki yokluğu kriz çıkarır

ABD’de ikinci Trump yönetimi veya Türkiye NATO ittifakından çekilirse, Almanya bu durumda ittifakın en büyük ikinci ordusu olacak. Fakat aynı zamanda askeri açıdan en güçsüz üyesi olarak çok daha maliyetli güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya kalacak.

Almanya risk altındaki NATO üyesi ülkeleri savunmak için yeterli donanıma sahip değil. Üstelik titiz ve bürokratik Alman ordusunun radikal revizyona ihtiyacı var. Bunun yolu da savunma harcamalarını hızlandırmaktan geçiyor.

Avrupa'yı endişelerinin merkezine yerleştiren Almanya akıllı ve tutarlı bir politika izliyor. Macaristan, Polonya ve İtalya gibi ülkelerde seçimle gelecek yeni bir sağ iktidar, AB’ye siyasi zorluklar yaşatabilir. Bu nedenle Almanya, Avrupa Birliği'ni bir arada tutma konusunda kritik bir rol oynuyor.

Avrupa Birliği'nin bir arada tutulmasında ve ortak pazar gibi konularda Şansölye Scholz’un daha aktif bir politika izlemesi bekleniyor. Almanya'nın “tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan” gibi kısır tartışmaları bırakıp mevcut durumu daha iyi değerlendirilmesi gerekiyor.

Her fırsatta Almanya temkinli ve pasif haline geri dönüyor. Oysa ki Avrupa Birliği'nde gerçekleştirilecek dönüşüm yıllar alacak.

Almanya henüz savaşın faturası ile yüzleşmedi

Almanya'nın Rusya karşısındaki cesaretini Ukrayna kısa zaman içinde test edecek. Scholz'un Putin'e karşı sert tavrı çok sayıda Almanı ikna etse de ülkenin Ukrayna'ya desteği yumuşadı.

Henüz savaşın maliyeti Almanya'daki faturalara da yansımadı. Almanya, Rusya ile savaşan Ukraynalıları Kaderine terk ederse bu hem Almanlar için hem de Ukraynalılar için büyük bir trajedi olacak.

Karar Avrupa kıtasının geleceğini etkileyecek. Son olarak almanya'nın alacağı karar Avrupa'nın kalbindeki yerini geri alması için de bir fırsat sunuyor.

Dünya Ukrayna Rusya savaşı nedeniyle kritik eşikte duruyor. 174 gündür Rusya'nın işgali devam ediyor. İşgalin etkileri hem siyasi hem de ekonomik olarak tüm dünyaya yansıdı.

Belki de Avrupa Birliği'nin kaderi Ukrayna'nın kaderiyle paralel hareket edecek. Özgür bir Ukrayna mı yoksa işgal edilmiş Ukrayna mı dünyanın geleceği için faydalı bunu zaman gösterecek.

Her ne olursan olsun Ukrayna halkının yaşadığı trajedi ise yıllarca hafızalardan eksilmeyecek.

DOSYA HABER dosyahaber.com

Ekleme Tarihi: 16 Ağu 2022 15:00