Köşe Yazısı Güncelleme Tarihi: 25 Eki 2016 10:02

11 Kartal Yürekli Adam

11 Kartal Yürekli Adam
Sahada Napoli fatihi 11 kartal yürekli adam vardı... En büyük merak, 90 dakikadan çok daha fazla anlam içeren Napoli zaferi sonrası Beşiktaş’ın ne yapacağıydı. 2 günlük dinlenme tıbbi açıdan yeterli bulunabilir ancak zafer sarhoşluğu ve  odaklanma sorununu aşmak için kaç gün gerekir onun cevabını vermek zordu. Bu noktada devreye Şenol Güneş girdi. Herkes imparator diye başka kişileri adreslese de o mağrur ve başarılı duruşuyla bunu söyleyenlere sanıyorumbıyık altından gülüyordur. İki – üç ay gibi kısa sürede, üstelik sene başında geçtiğimiz yılın şampiyon takımının en önemli topçuları takımdan ayrılmışken bu başarı kolay anlaşılır şey değil doğrusu. Futbolcu kardeşleri elbette tek tek kutluyorum. Ancak ligin dibine demir atmış, üstelik bunu hiç hak etmemiş bir takıma karşı 2 – 3 pozisyon vererek 90 dakikayı tamamlatacak taktiği belirlemek kolay iş değil. 

Maça gelirsek Beşiktaş’ta Tolgay diye bir kardeş var… Bu kardeş futbol sanatının en naif, en ince detaylarıyla uğraşıyor. Beşiktaş’ın Ludwig van Beethoven’ı dersek abartmış olmayız sanıyorum. Dün oynanan karılaşmada bu kardeş toplam 54 pas yapmış, bu 54 pasın 53’ü isabetli. Bu istatistiği genelleyebiliyor oluşu, bu kardeşi Beşiktaş orkestrasının şefi de yapıyor, patronu da…

Şenol hocanın planına gelirsek. Maç başlarken sağlı, sollu ataklarla Antalyaspor’u bunaltacak bir Beşiktaş bekliyorduk. Ama öyle olmadı. Ligin en etkili santraforlarından olan Eto’nun yapacağı sürprizi baştan sezen Şenol hoca, orta sahanın hakimiyetine önem vermişti. Bu sayede kontra atağa şans veredi. Rakip 10 kişi kalmış ve güçten düşmüşken Necip’i oyuna alışı 1 – 0’ı garantiye almak isteyen birinden çok orta sahaya hakim olma çabasıydı. Bu akıl oyununu da ancak Şenol Güneş kalibresindeki bir hoca yapabilirdi. Nitekim Necip oyuna girdikten sonra orta sahayı ele alan Beşiktaş maçı üç golle tamamlamış oldu. Burada Aboubakar’ın müthiş performansından, Talisca’nın golü koklayışından ve Q7’nin muhteşem asistlerinden de bahsetmemiz lazım. Aboubakar demişken biraz yavaş bir yapısı var ama selefleri Gomez ve Dem Ba’dan farklı olarak orta sahaya da çok fazla yardımı oluyor. Bu da onun yavaşlığını göstermiyor bizlere. 

Hakem kararlarına kabaca bakarsak; herkesin konuştuğu Beşiktaş’ın birinci golü öncesinde Tosic’in pozisyonu için faulyorumu yapanlar Rıza hoca dışında futbol fakiridir. Rıza hocayı anlarım maçın sıcaklığı, taraf olduğu takımın mağlubiyetini bu golün belirliyor oluşu onu objektiflikten hayli uzaklaştırabilir. Ama bu konuda faul yorumu yapandiğer herkes futboldan anlamıyordur. Adama zerrece müdahalesi olmayan Tosic’in tehlikeli hareket nedeniyle faulyaptığını söylemek, Afrika’ya kar yağabilir palto alın yanınıza demektir. Bu ne kadar imkansızsa Tosic’den de rakip oyuncunun ürkerek topa müdahale etmemiş olma ihtimali eş anlamlıdır. Dolayısıyla Barış Şimşek maçın genelini hiç de fena yönetmedi diyebiliriz. Umarım bu performansını ligin kalan maçlarına da yayar. Zira şu ara en çok ihtiyacımız olan formda hakemler görmek. 

Kısacası ligin ilk yarısının ortasına geldiğimiz bu haftalarda Beşiktaş’ın da temposunu bulduğunu görmek bizleri sevindiriyor. Beşiktaş tarzını korumayı başarırsa tıpkı geçtiğimiz sene olduğu gibi bu sene de sadece Beşiktaşlılar değil diğer takım taraftarları da Beşiktaş’ı izlemek isteyeceklerdir. 

Son olarak Fişeğe dedeğinerek yazımızı sonlandıralım. Doktorlar Fişeğin tendonunda yırtık olduğunu en az 5 – 6 ay sahalardan uzak kalacağını söylüyorlar. Onlar Fişeği tanımıyorlar... Benim bildiğim Caner en fazla 3 – 4 ay sonra sahalara döner, bıraktığı yerden devam eder.

Ekleme Tarihi: 25 Eki 2016 10:02