Köşe Yazısı Güncelleme Tarihi: 11 Eki 2021 11:56

Afganistan'da Oğul Mesud direnebilecek mi?

Afganistan'da Oğul Mesud direnebilecek mi?

Pençşir, Afganistan’ın önce Sovyet işgaline, ardından Taliban’a karşı direnen son ve tek kalesi. Afganistan’ın 34 vilayetinden 33’ünü ele geçiren Taliban, sadece Pençşir’e giremedi.

Taliban, geçtiğimiz gün, Afganistan’ın efsanevi komutanı merhum Ahmed Şah Mesud’un oğlu Ahmed Mesud’un liderliğindeki Pençşir’i muhaliflerden koparabilmek için bölgeye yüzlerce savaşçı gönderdiğini açıkladı. Taliban, Pençşir yakınlarındaki Badakşan, Takhar ve Andarab'a konuşlanarak şehri tamamen kuşatma altında aldı.

Pençşir yollarının, Taliban tarafından kesildiği açıklaması, oğul Mesud’un, Pençşir’i asla teslim etmeyeceğini söylemesinin ardından galdi. Ancak, buradaki muhalifler, önceki gün üç ilçeyi daha ele geçirdiğini duyurdu.

Kabil’in tamamen Taliban’ın eline geçmesinin ardından ülkeyi terkedenler ve direnenler konuşulmaya başlandı. Bu figürlerin başında ülkenin Devlet Başkanı Eşref Gani ve Afganistan’ın ulusal kahramanı, Ahmet Şah Mesud’un oğlu Ahmet Mesud var. 

Eşref Gani üzerine en çok konuşulan isim olsa da; bu süreçte ‘Ahmet Mesud’ adının daha fazla duyulacağı kesin. 

HENÜZ 32 YAŞINDA

Ahmed Mesud,1989 doğumlu. Afganistan Ulusal Direniş Cephesi’nin kurucusu. Babası 11 eylül 2001 saldırılarından iki gün önce öldürüldüğünde, henüz 12 yaşındaydı. Mesud, Ahmet Şah Mesud’un 6 çocuğunun en büyüğü ve tek erkek evladı. Mesud, babasının ölümünün ardından, eğitim için İran’a gitti. Sonrasında İngiltere’de Birleşik Krallık ve İngiliz ordusunun ilk subay okulu olan ve yurt dışından da gelen erkek ve kadınların eğitim görebildiği Sandhurst Kraliyet Askeri Akademisi’nde bir yıl askeri eğitim aldı.

Savaş çalışmalarında lisans ve uluslararası ilişkiler alanında Londra’da yüksek lisans yaptı. 2016 Kasımı’nda ise babasının adına kurulan Mesud Vakfı'nın başına getirildi. Üç yıl sonra 5 Eylül 2019'da da babasının Pençşir Vadisi’ndeki anıt mezarında onun halefi ilan edildi.

Özellikle Türkiye’de Ahmet Mesud’un ismine, daha önemlisi babası Ahmet Şah Mesud’a aşina olanlar pek azdır. Bundan önceki dönemde, Ahmed Mesud’un adı, babası Ahmet Şah Mesud’un Sovyetlerin Afganistan’ı işgaline Pençşir Vadisi’nde nasıl direndiği hatırlandığında önem arz edebilirdi.

ABD Savunma İstihbarat Teşkilatı’nın, gizliliği henüz kaldırılan raporuna göre o dönemde, Kabil Merkez Kolordusu'ndaki Taliban güçlerinin yaklaşık 130 tankı, 85 zırhlı personel taşıyıcısı, 85 topu ve yaklaşık 7 bin askeri vardı. General Fahim Khan komutasındaki Kuzey Koalisyonu kuvvetleri’nin ise yaklaşık 10 bin askeri, 40’a yakın tankı, neredeyse eşit sayıda zırhlı personel taşıyıcısı ve birkaç topçu silahı vardı. Mesud'un babası, Taliban tarafından 2001'de Amerikalıların işbirliğiyle Kabil'den atılmadan önce ülkenin yaklaşık yüzde 10’unu kontrol ediyordu.

TALİBAN’IN ÖZGÜVENİ YÜKSELDİ

Bugün Taliban, 2001 yılından daha fazla siyasi ve askeri kontrol ile Kabil’e döndü. ABD ordusunun geride bıraktığı milyonlarca dolarlık, yüzlerce hatta binlerce techizat ve silaha da bir anda sahip olmak, Kabil’e girmenin bonusu oldu adeta. Eski CIA ve Savunma Bakanlığı yetkilisi Mick Malraux’ın sarfettiği, “Taliban çevik ve dünyanın bir umaralı süper gücünü ülkeden kovduklarını düşünüyorlar” sözleri, Taliban’ın kendine güvenin önünde pek kimsenin duramayacağının işareti olabilir mi?

Şimdi, efsane komutan Ahmet Şah Mesud’un oluşturduğu Kuzey İttifakı’nın yeniden direnç cephesine dönüşme hızı, Taliban’ın hamlesiyle Afgan Hükümeti’nin düşüş hızıyla
neredeyse eşdeğer. Ahmed Mesud'un liderliğini yaptığı ve ünvanı henüz kabul eden Afgan Ulusal Direniş Cephesi, direnişe hazır olduğunu açıkladı.Ahmed Mesud, mücahid savaşçılar ile birlikte babasının yolunda olduğunu söyledi ve “Elimizde silah ve mühimmat stoğumuz var. Baba, sabır biriktirdik, çünkü böyle bir günün geleceğini biliyorduk” dedi. 

Önceliklerinin Taliban ile diyalog olduğunu; ancak bunun mümkün olmaması halinde silahlı mücadeleye de hazır olduklarını vurgulayan Ahmed Mesud’un başındaki Ulusal
Direniş Cephesi’ne katılım hızla artıyor. Afgan ordusundan ayrılan özel kuvvetler birimi de onun yanında. Pençşir, ABD ve NATO güçlerinin geri çekilmesi sırasında
Taliban tarafından saldırıya uğramayan bölgelerinden biri. Yıllardır direnen Pençşir’in, şimdi ABD silahları ile daha da güçlenen, Taliban’a direnişi ne kadar sürebilir?

YENİ HÜKÜMET ENGELERİ DEĞİŞTİREBİLİR Mİ?

Şimdi Afganistan’da en çok merak edilen şey, yeni kurulacak hükümetin, Taliban karşıtı askeri ittifakın kaderini nasıl etkileyeceği. Afganistan eski devlet başkanı Karzai ve diğer figürlerin Taliban ile oluşturulacak yeni hükümetteki güç paylaşımı anlaşmasının, silahlı direnişe geniş desteği engelleyebileceğini düşünenlerin sayısı da  azımsanmayacak ölçüde.

Ancak, bazı kaynaklara göre Taliban, kendilerini tek güç olarak görürse ve eski Afgan hükümet yetkililerine karşı sınırlandırıcı ve intikamcı davranırsa, Kuzey İttifakı daha da güç kazanacak. Bu da, Afganistan’da yeni bir iç çatışma ve kriz anlamına geliyor.

Eğer yeni Afgan hükümetinde dengeler Taliban’ın kendi üstünlüğünü kabul ettirme ve Pençşir’i mevcut durumundan farklı bir yere konumlandırmak üzerine gelişirse, Ahmed
Mesud’un işi gerçekten de zor gibi görünüyor. Babasından savaş ve strateji taktikleri almaya yaşı yetmemiş olan Mesud’un, savaş ve uluslararası politika üzerine yaptığı akademik kariyerinin Kuzey İttifakı’nın silahlı direnişe katkısı ne kadar olacak, zamanla görülecek. Taliban’ın olduğu kadar, Ulusal Direniş Cephesi’nin de en önemli sorunu mali kaynak eksikliği... (Amerika Taliban’ın hesaplarını Kabil’i ele geçirdiğinde dondurmuştu) Fransa başta olmak üzere batı ile sıkı ilişkiler içerisinde olan Ahmed Mesud Washinton Post’a, askeri güç ve erzaklarının yeterli olmadığını belirterek batılı dostlarından acil yardım gerektiğini söylüyordu.

ABD DESTEK VERİR Mİ?

Tam da burada, ABD ordusunun eski yeşil bereli askerlerinden olan ve Afganistan’da görev yapan, şimdilerde Florida’dan kongre üyesi Mike Waltz, 18 Ağustos günü attığı tweet oldukça anlam kazanıyor:

Geçenlerde Ahmed Mesud ile görüşme şerefine nail oldum. Rahmetli babası gibi Afganistan'ın Taliban'a ve El Kaide'nin aşırılıkçılığına karşı direnişinin ön saflarında yer alacak. Onun cesur duruşunu desteklemeliyiz. ABD Ahmed Mesud üzerinden yeni oyun kurabilir mi? Acaba Birleşik Devletler destek konusunda Ahmed Mesud ile iletişime
geçti mi?

Bunun ardından ister istemez hatırlara 1998’de Ahmed Şah Mesud’un ABD Dışişleri Bakanlığı Doğu İşleri’nden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Robin Rafael arasında yaptığı bir görüşme geliyor... Rafael, Mesud’a, silahını bırakmasını ve Taliban’a teslim olmasını önerir. Mesud ise değil teslim olmak, yabancı ülkelerden emir almayacağını hatta, Afganistan’a hiç bir yabancı gücün askeri üs kurmasına izin vermeyeceğini söyler.

Taliban sözcüsü Zabihullah Mücahid, bugün Panjshir'in tamamen kuşatma altında olduğunu açıkladı ve Taliban'ın sorunu barışçıl bir şekilde çözmeye çalıştığını söyledi.
Ahmed Mesud,"Kalem Pençşir vadisindeyim, Pençşir vadisi halkı birleşti ve burayı savunmak, savaşmak, herhangi bir totaliter rejime karşı direnmek istiyorlar. Taliban ile konuşmaya ve onlarla temasa geçmeye hazırız. Babam bile Taliban'la konuştu. Barış istiyorlarsa bizimle konuşun ve bizimle işbirliği yapın. Hepimiz Afganız ve barış olacak"

Tüm dünyada Taliban’a ve Afgan halkına yaptıklarına, yapacaklarına yönelik tepkiler yükselse de günün sonunda Afganistan yine kendi kaderi ile başbaşa kalıyor. Afganistan’ın totaliter rejime terk edilmesinin nedeni de zaten bu zamana kadar ABD’nin izlediği vahşi politikalar değil mi? Afgan halkının ve yöneticilerinin suçunu da teslim etmek gerekli tabii... Şu durumda, şartlar gözönüne alındığı vakit, herhangi bir direniş için askeri plan, hala bir umutsuzluk kaynağı gibi görünüyor.

Seher Önalan

Ekleme Tarihi: 11 Eki 2021 11:56