Ahmet Ümit: “İlk hikayem 40 dile çevrildi ve ben yazar oldum”
Kadir Has Üniversitesi tarafından düzenlenen “Haliç Okumaları” etkinliğinin ilki gerçekleştirildi. Her ay edebiyat dünyasının önemli bir ismini okuyucuyla buluşturacak etkinlik dizisinin ilk konuğu, Ünlü Polisiye Yazarı Ahmet Ümit oldu.
Ahmet Ümit’in yeni kitabı Mart ayında okuyucuyla buluşacak
Polisiye romanlarıyla geniş bir okuyucu kitlesine sahip olan Ahmet Ümit, edebiyat tutkunlarıyla biraraya geldi. Etkinlik sadece üniversite öğrencilerine değil, tüm kitapseverlere açık olarak gerçekleştirildi.
“Vicdanını yitirmiş bir dünyadan başka nedir ki cehennem?”
“Haliç Okumaları” kapsamında Kadir Has Üniversitesi’nin konuğu olan Ahmet Ümit, şu an yazmakta olduğu, adı henüz netlik kazanmayan ve Mart ayında okuyucuyla buluşacak romanından bir buçuk sayfalık bir bölüm okudu. “Her romanımın bir cümlesi var, şu sıralar yazım aşaması devam eden yeni romanımın cümlesi ise: Vicdanını yitirmiş bir dünyadan başka nedir ki cehennem?” açıklamasında bulunan Ahmet Ümit, yeni romanında insanın var olma meselesi gibi kadim duygulardan söz ettiğini belirtti. “Seri katil yazmayı hep istemiştim” diyen Ahmet Ümit, yeni kitabında Başkomiser Nevzat ve ekibinin bir seri katili yakalamaya çalışacağının bilgisini verdi. Roman, Mart ayında okuyucuyla buluşacak.
“İlk hikayem 40 dile çevrildi ve ben yazar oldum”
Yazdığı ilk hikayenin bir tesadüf eseri 40 dile çevrilen bir dergide yayınlandığını söyleyen Ahmet Ümit, gerçekten yazar olma kararını Moskova’da aldığını söyledi. Ahmet Ümit, “İlk hikayem politik içerikliydi. 40 dilde yayınlanan bir dergide yer alınca yeteneğimin açıkça farkına vardım. İyi bir okurdum, ancak iyi bir yazar olmak için politik şeyler yetmezdi; edebiyatı kirletmek istemedim. İdeallerimi hayata geçirmek, fikirlerimi insanlarla paylaşmak için politika yerine edebiyata yöneldim. Yazar olma kararı aldığımda Moskova’daydım, oradaki her daim puslu havanın da bu kararı almamda etkisi var. Türkiye’ye döndükten sonra da yazmaya devam ettim, yayınlanan ilk kitabım bir şiir kitabıydı” dedi.
Şehir Tiyatrolarından bir arkadaşının kendisine “Sen polisiye yazıyorsun” demesi üzerine üzüldüğünü; çünkü aslında istediğinin bu olmadığını, en azından o yıllarda bu olmadığını söyleyen Ahmet Ümit, “Yazıyordum. Ancak polisiye yazdığımın farkında değildim, isteğim de bu yönde değildi. Yazarın üslubunu belirleyen şey, kendi kişisel tarihidir. Demek ki ben buydum. Polisiye üzerine okumalar, araştırmalar yaptım. Tarihteki ilk polisiyenin Mezopotamya’da yazılan Habil ve Kabil olduğunu öğrenince içime bir umut doldu. Araştırdıkça karşıma çıkan şeyler beni daha da teşvik etti. Yazdıklarıma sahip çıktım. Polisiyenin içine bu güzel ve talihsiz ülkemizin tarihini yerleştirdim. Tarih ve polisiyeyi birleştirdim” ifadelerini kullandı.
“İstanbul, Beyoğlu ve tarih beni çok etkiliyor”
Etkinliğin Soru & Cevap bölümünde Kadir Has Üniversitesi öğrencilerinin merak ettiklerini cevaplandıran Ahmet Ümit, kendisini en çok etkileyen şeyler sorulduğunda, “İstanbul, Beyoğlu ve tarih beni çok etkiliyor” yanıtını verdi.
Ahmet Ümit, öğrencilerle söyleşisi sona erdikten sonra kitaplarını imzaladı ve “Hayat çok sıkıcı, bu yüzden polisiye yazmayı seviyorum” dedi.