Ayhan Bora Kaplan Davasında 1200 Sayfalık Gerekçeli Karar
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi, suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla 68 yıl hapis cezasına çarptırılan Ayhan Bora Kaplan davasında gerekçeli kararını açıkladı.
Ayhan Bora Kaplan Davasında 1200 Sayfalık Gerekçeli Karar Açıklandı: Gizli Tanık Ü5’ten Şok Sözler!
📅 Yayınlanma: 22 Şubat 2025
🖊 Haber: Asuman Aranca
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi, suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla 68 yıl hapis cezasına çarptırılan Ayhan Bora Kaplan davasında 1206 sayfalık gerekçeli kararını açıkladı. Kararda, Kaplan’ın suç örgütü faaliyetleri kadar, davanın yargılama sürecinde yaşanan skandallara ve gizli tanık krizine dikkat çekildi.
Polislerin Yargılanması Delillere Etki Etmedi
📌 Mahkeme, Kaplan’a yönelik operasyonu yürüten bazı emniyet mensuplarının tutuklanması ve yargılanmasının, toplanan delillerin geçerliliğini etkilemediğini belirtti.
📌 Kararda şu ifadeler yer aldı:
🗣️ "Bu iddialarla haklarında dava açılmış olmasının, toplanan delillere etkisi bulunmadığı ve delilleri hukuka aykırı hale getirmediği tespit edilmiştir."
📌 Bu bağlamda, polislerin yargılanmasının Kaplan lehine değil, sanıklar aleyhine bir durum olduğu vurgulandı.
Gizli Tanık Ü5: 'Ses Kayıtlarını Yok Edin, Sanıklardan Birinin Sevgilisi Adliyede Savcı'
📢 Mahkemenin en dikkat çeken tespitlerinden biri, gizli tanık Ü5'in ifadeleri oldu.
📌 Gizli tanık Ü5’in, ara celsede naip hakime şu sözleri söylediği mahkeme kararına geçti:
🗣️ “Ses kayıtlarını yok edin! Sanıklardan birinin sevgilisi adliyede savcı. Bu savcı ses kayıtlarına ulaşıp kimliğimi ifşa edebilir.”
📌 Ü5’in bu talebi mahkeme heyetine iletilirken, tanığın örgütten korktuğu ve bu yüzden beyanlarından vazgeçtiği değerlendirildi.
📌 Mahkeme, bu ifadenin, tanığın örgüt hakkında detaylı bilgi sahibi olduğunu gösterdiğini belirtti.
Kaplan'ın Suç Örgütü Yapısı: Yasa Dışı Gelirle “İş İnsanı” Statüsü
📌 Kararda Kaplan’ın, yasa dışı yollarla elde ettiği gelirleri şirketlere aktararak, kendini iş insanı statüsünde gösterdiği ifade edildi.
📌 Örgütün faaliyetleri şu şekilde sıralandı:
- Zorla el koyulan eğlence mekanları üzerinden haksız kazanç sağlama
- Silahlı adamlarını 'vale' veya 'güvenlik görevlisi' gibi göstererek iş yerlerinde görevlendirme
- Örgüt kapsamındaki suçların bir kısmını bizzat işleme, bir kısmını azmettirme
📢 Bu faaliyetlerle Kaplan’ın suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme suçunu işlediği vurgulandı.
Serdar Sertçelik Krizi: Gizli Tanıklık Değil, Etkin Pişmanlık
📌 Gizli tanık Serdar Sertçelik’in yurt dışına kaçması ve sonrasında yaptığı açıklamalar da mahkemenin kararında geniş yer tuttu.
📌 Mahkeme, Sertçelik’in verdiği ifadelerin gizli tanık beyanı değil, etkin pişmanlık kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
📌 Gerekçeli kararda şu noktalar öne çıktı:
- Sertçelik, yargılama sürecinde örgütün korkutucu gücünden çekindiği için gizli tanık olarak ifade verdi.
- Ancak yurt dışına kaçtıktan sonra, polisler tarafından yönlendirildiğini iddia etti ve ifadesini geri çekti.
- Bu durum, Yargıtay kararlarıyla da örtüşerek, etkin pişmanlık çerçevesinde değerlendirildi.
📌 Sertçelik’in ülkeye iadesinin sağlanamamış olması, ifadelerinin delil niteliğini zayıflatmadı.
Örgütün Polis Soruşturmasını Ele Geçirme Çabası
📢 Mahkeme, Kaplan davasında yargılanan bazı sanıkların, operasyonu yürüten polis müdürleri hakkında açılan davalardaki delilleri ele geçirdiğini tespit etti.
📌 Şu tespitler yapıldı:
- Örgüt mensupları, Şevket Demircan isimli polis müdürünün savcılar ve mahkeme başkanıyla yazışmalarını ele geçirdi.
- Bu yazışmalar, yargı sürecini etkilemeye çalışmak için sanık avukatları tarafından mahkemeye sunuldu.
- Sanık Serdar Sertçelik’in babasının, polis dosyalarındaki dijital materyalleri örgüte verdiği belirlendi.
📌 Bu durum, sanıkların yargı sürecine dışarıdan müdahale etmeye çalıştığını gösterdi.
Sonuç: Ayhan Bora Kaplan Davasında Kritik Süreç Devam Ediyor
📌 1206 sayfalık gerekçeli karar, Kaplan’ın suç örgütü faaliyetlerini ve yargılama sürecindeki skandalları gözler önüne serdi.
📌 En çarpıcı detaylardan biri, gizli tanık Ü5’in, sanıklardan birinin sevgilisinin adliyede savcı olduğunu ve kimliğinin ifşa edilmesinden korktuğunu söylemesi oldu.
📢 Kaplan ve ekibinin, yasadışı yollarla güç kazanarak yargıyı etkilemeye çalıştığı iddiaları, önümüzdeki günlerde yeni soruşturmaların önünü açabilir.
🗣 Sizce, bu dava Türkiye'deki yargı bağımsızlığı açısından ne anlama geliyor? Yorumlarınızı paylaşın! 💬