Köşe Yazısı Güncelleme Tarihi: 1 Mar 2025 00:29

Balık Yeniayı Efsane Sıçrayışla Geliyor

Yüzyılın efsanesi deriz bazı olaylar İÇİN, işte balık yeni ayı, iç dünyamızda böylesi bir efsane meydana getirecek.

balık

GÖKYÜZÜNÜN MATEMATİĞİNDE BALIK YENİ AYI EFSANE SIÇRAYIŞ!

Yüzyılın efsanesi deriz bazı olaylar İÇİN, işte balık yeni ayı, iç dünyamızda böylesi bir efsane meydana getirecek.

Biz biliyoruz ki en karanlık günlerde efsanaler bir ay gibi doğar karanlığı aydınlatır. Şimdi bu yeni ay kendi karanlığımıza Hilal olarak doğacak.

“Bir Hilal uğruna Ya Rab ne güneşler batıyor.” M. A. Ersoy

Sözünü de hatırlayan olduk. Ay ışığını güneşten alır, ancak karanlıkta güneşin varlığı yoktur.

Ve üstüne üstlük bir de gökyüzünün sahnesinde halay var. Halay başında Venüs ve Chiron var.

Bizde yara açarak değerini hissetirmiş ne varsa, üstünü iyice kapatamadığımız yarım kalmış olan, hepsi yeniden sahneye çıkacak, şenlik başlayacak, halay, yeri göğü inletecek.

Zorun zoruna hazır mıyız? Efsaneyi yazanlar nice zorlukları aşanlardır, hatırla!

Ay ışığını güneşten alır, ancak karanlıkta güneşin varlığı yoktur. Güneş ki bizim parladığımız yerdir.

balık yeniayı

Balık burcunda güneş, bilinçaltımıza bilinmeyene görünmeyene hizmet eder. Ve kendimizi kurban ettiğimiz hallere de hizmet eder.

Bizim içimizde cesaret ile adım atmaya karar verdiğimizde görünmeyen gölgelerimiz görünür olacak.

Cesaret içimizde mevcut, lakin ilk adım, kendimizde mevcut olan her yönümüzü, gölge taraflarımız da dahil olmak üzere sevgiyle şefkatle kucaklayabilmekten ve kendimizi olduğu gibi kabul edebilmekten geçer.

Bu kabul edişle birlikte, saf dikkatimizi, odağımızı neye vermek istediğimiz aşikar olacaktır. Cesaret ile ikinci adımımızı atıp, odağımıza dikkatimizi vermek, imkansız olanın mümkün olduğunu gösteren hissi seziyi bize sunacaktır.

Yeni ay yönetici gezegeni ile ters düşen bir açıyla karakterini vurguluyor, yani zihin manüplasyonları yaşamımızı karmaşıklaştırabilir, fikir uçuşmalarına sebep olabilir.

Düşünmeyi bırakıp seyre geçmek bu hengameden hem bizi uzak tutar hem de saf dikkatimizi, odağımıza akıtmaya yardımcı olur.

Yeni ay 9° 40’ ile maddi manevi değerler evinden zodyakın üstadı balık burcunda bize merhaba diyor. Yükselen burcu ise, değişken nitelikli yay burcu görünümlü Aslan burcunun sabit kararlı karekteriyle sahneye adımın atıyor, Eskişehir’e göre 28°43’ anaretik derecesiyle gökyüzünün bu yeni ayı, kadersel tetiklenmeleri yanında bonus olarak getirmektedir.

Buradaki ilginç olanı hatırlayan olalım yeniden, balık yeni ayı, değişken ruh haline sahip olsada, dışarıya gösterdiğimiz yüzümüz yükselenimiz, sabit fikirliliği, fanatikliği anlattığı gibi, inatlaşmayı da anlatır.

Efsane yazmaya bu hal ile başlayamayız, bu Hal ilk adımımızda bizi yere serer, iki seksen bizi düzer. O adımı atmak için, tüm inanç kalıplarını, şu çok bahsettiğimiz el alem ne der putlarını, bizi sınırlayan olduğumuz yere mıhlayan ne varsa tutululu kaldığımız, hepsini kıralım.

Elif olmakta fayda var, özellikle bu safhada, sonrasında ise imkansız görünenin imkansız olmadığının idraki var. Efsane işte, tamda, burada başlar. İsra suresi 13. Ayeti hatırla! “Biz sizin kaderinizi yapacaklarınıza bağlı kıldık.”

yeniay

Balık yeni ayı ile yeni kaderimize merhaba diyelim! Hakikatimiz fıtratımız ve gayretimiz nispetinde buluşan olacağız. Ne ektiysek onu biçeceğiz! Birazda zodyakın üstadından bahsedelim. Ermişleri, kesişleri hatırla! Evliya ve enbiyaları hatırla! Balık burcunda tekamül böylesi bir hal işte.

Niçin bu hususlara değindik “insanı kamil” olmayı destekleyen bir gökyüzünün altında birlikteyiz. Tabii ki sonsuzluğun her AN’ı içinde bu potansiyel mümkün görünsede, şimdi de, yeni ay esnasında, dizilmiş olan gezegenlerimizin sabit yıldızlarla olan kavuşumunun bize sunduğu bir özelliktir.

Ve bu balık yeni ayını taçlandırır. Gezegen dizilimi gökyüzü şöleni olarak bu tacın parlayan yıldızlarını oluşturur. Bu parıltılı yaşamı biz seçtik. Seçim biziz, seçen de biziz!

Ve hazır mısınız, Ruhsal bir sıçrayışa? Efsaneyi efsane yapacak olan ol AN’a!

Bir fizik kuralı var ki onu da hatırlayan olduk. Sıçrayışı başlatan bir eşik değeri var. O eşik değeri geçmek için eşiğe kadar gelebilmiş miyiz? Eşiğin neresi olduğunu değerinin ne olduğunu bilenimiz var mı? Tabii ki hayır!

Ruhsal alan tamamen bilinmezlikler diyarı. Peki eşiği geçen var mı? Evet var! Eminlikle biliyoruz ki bu uğurda hiç vazgeçmeyen, sebat ile devam eden geçiyor bu eşiği. Şimdi sıra bizde! Vazgeçmeyi düşündüğümüz her an kendimizi motive edelim, imkansızı başaranlar var, eşiği geçmeyi başarmışlar.

Oldukça önemli bir husus var, çünkü bireysel özelliklerimiz farklı, dolayısıyla fıtratımız hakikatimiz nispetinde bu mümkün olacaktır. Dünya üzerindeki canlı diri olan insan sayısı kadar değişken eşik değeri ve değişken yetenekler vardır.

Başka bir deyişle, örnek üzerinden anlatayım: Benim hamurum simit olsun seninki pizza olsun, ben daha kolay hazırlayıp fırına sürerken senin hamurunu hazırlaman daha uzun bir vakit alacak ki fırına sürebilesin, işte bu eşik değeri pişmeye hazır olduğumuz o an’ı anlatır, ayrıca her bir hamurun pişme derecesi de pişme süresi de farklıdır, pişmeyle birlikte eşik değeri de çalışır, netice de önemlidir.

Saf dikkatimizi kendimize verelim ki, ol an’ın kıymetini de, ol sürecimizi de ve netice itibariyle buluşacağımız yeni halimizi de, iyisiyle güzeliyle zerafetiyle kucaklayan olabilelim.

Bir şey daha var mühim olan, pizza için gerekli malzeme ile simit için gerekli malzemeler aynı değildir, boyutları da aynı değildir.

Şimdi bireysel olarak hepimiz farklıyız, fıtratımız farklı, hakikatimiz farklıdır. Öyleyse kıskançlık niyedir? Hakir görme niyedir? Üstün görme niyedir?

Yüce yaradanımızın yarattığı her şeyin yaratılış fıtratı vardır. Hiç bir varlık diğerinden ne üstündür ne de aşağı! Bundan ötürü, bir varlık diğerini affedemez veya af dileyemez, bir diğer hususta, kimse kimseye/ varlık varlığa “helallik hak” veremez “helallik hak” alamaz, hak helali diye bir şey de mümkün değildir!

Bu hallerimizin her birinde kendimizi kandırırız.

Hak ile ilgili hususlarda Kuran oldukça nettir, ektiğini biçmeden ruhunu teslim etmek mümkün değildir, tövbe ile bu dünyalık hak hukukunda kurtuluş mümkün değildir.

Hak hukuku Allah'ın adaletine teslimdir!

Sanmaki mahkemelerde alavere dalaverelerle işini yürüttün, sanmaki kurnazlığınla insanlara duygu sömürüsü ile vicdan yaptırarak aldığın helallik ile köşeyi döndün, vb. zannetme, bilesin ki ektiğini biçmeden bu dünyadan gitmene müsaade yoktur.

Sana anlatılanlar ile hakikat arasındaki uçurumlar görünür olacak, zannettiklerinle esarete düştüğünün farkında bile olmayacaksın. Can evini acıyacak. Zihin, yine seni, vesveseleriyle öfkesinde harcayacak, zihin bilinç değildir, zihin akıl değildir.

Bedenimizin bir bölümüdür, ne ile beslersen o yöne evrilir. Balık yeni ayında zihin hususuna dikkat, yeni ay ile yönetici gezegen arası hiç iyi değil.

Bir örnek bizi nerelere getirdi, iyi ki lerimiz çoğalıyor. Elhamdulillah.

Ve yazılarımız da hatırlatırız işlerimizi kolaylaştırıcı “Edep Ya Hû” yu… edebimizle hak Hakikat yolunda ilerleyebiliriz. Müsaade ilmiyle süslenmiş şahitlik makamına Allah rızasıyla talibiz, biz BİR’iz ve biz bütünüz!

Selamen selame tüm yaratılmışlara aşkla ilimle lütufla…

Ekleme Tarihi: 1 Mar 2025 00:29