Politika Güncelleme Tarihi: 16 Ara 2016 21:44

Başbakan Yıldırım: Rejim tartışmaları 1923'te kapanmıştır

Başbakan Binali Yıldırım, TBMM'deki 2017 Bütçe Görüşmeleri kapanış oturumunda konuştu. Başbakan Yıldırım "Rejim tartışmaları 1923'te kapanmıştır" dedi.

Başbakan Yıldırım: Rejim tartışmaları 1923'te kapanmıştır

Başbakan binali Yıldırım, Meclis'te 2017 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın kapanış oturumunda konuştu.

Başkanlık sistemi ve rejim tartışmalarına vurgu yapan Başbakan, "Türkiye'nin ekseni bellidir, yolu bellidir. Türkiye'nin yolu muasır medeniyetler yoludur. Gazi Mustafa Kemal'in gösterdiği yoldur. Rejim tartışmaları 1923 yılında tamamen kapanmıştır, sona ermiştir." dedi.

Yıldırım, 2002'de Türkiye bütçesinin yüzde 43'ünün faize gittiğini hatırlatan Yıldırım, 2016'da ise bütçenin yüzde 8.9'unun faize gittiğini açıkladı. 

İşte Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları:

Türkiye'nin kaynaklarını nasıl ve nerede kullanacağımızı konuşuyor, değerlendiriyor ve karara bağlıyoruz. Geleceği doğru planlamak insan hayatında olduğu gibi toplum ve devlet hayatında da önem taşır. AK Parti hükümeti olarak 2023'e giderken koyduğumuz bütün hedefleri gerçekleştirerek bugünlere gelmenin haklı mutluluğunu yaşıyoruz"

'2016 HEM TÜRKİYE HEM DÜNYA İÇİN KOLAY BİR YIL OLMADI'

"Birlik ruhu içerisinde ülkemizi demokrasiyle güçlendirmeye büyük çaba sarfediyoruz. Güçlü bir siyasi irade ile bir yandan istikrarı korumaya ve diğer yandan da Türkiye'yi dünyanın güçlü ekonomileri arasında tutmaya gayret ediyoruz. Her şey Türkiye için, her şey milletimiz için diye durmadan yorulmadan yola devam ediyoruz" "Sıkıntılarla geçen bir yılın sonuna yaklaştık. 2017 çok daha ferah ve aydınlık bir yol olacak. Zira 2016 hem dünya hem de Türkiye için kolay bir yıl olmadı. Vatan hainleri, eli kanlı bölücü terör örgütleri, kirli ve karanlık emellerini her fırsatta gösterdiler. Hayat hakkına, toplumsal huzura, kardeşliğimize kasteden hainler kanlı cinayetlerine yenilerini eklediler"

'MİLLETİN EVİNİ ALÇAKLARA HAİNLERE TESLİM ETMEDİNİZ'

"Bizi birbirimize düşüreceklerini zannettiler. Ancak başaramadılar, asla başaramayacaklar. Terör karşısında milletçe bir olduk, beraber olduk birlikte Türkiye olduk. 15 Temmuz'da bu Gazi meclisimiz dünyanın en alçak saldırısına uğradığında siz değerli milletvekillerimiz örnek bir birliktelik tablosu sergilediniz. Milletvekillerimiz ve vatandaşlarımız ile birlikte o alçak saldırı karşısında milli iradeye sahip çıktı. Milletin evini alçaklara hainlere teslim etmediniz" "Cumhurbaşkanımız asker elbisesi içerisindeki hainlerce teröristlerce hedef alındı, öldürülmek istendi. Güvenlik güçlerimizle demokrasiyi ve özgürlükleri savunmak için vatandaşlarımızın üzerine bombalar yağdı. İnsanımız canını vermekten asla gözünü kırpmadı. O karanlık geceyi başta millet olmak üzere, Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz ve siyasi partilerimizin birlikte ortaya koyduğu demokrasideki kararlı duruşu aydınlattı."

'BÜTÜN DÜNYAYA GÖSTERMİŞ OLDUK'

"O gün ortaya konan ortak dil, ortak tavır milli iradeyi bir kez daha tescil etti. Yeniden bir millet olduk, yeni bir milli mutabakatı ortaya koyduk. Yenikapı meydanında milyonlarca insan 81 ilin meydanlarında 30 milyonu aşkın insanımız bir ay boyunca sabaha kadar demokrasiye sahip çıktı, nöbet tuttu. Böylece terörün ve şiddetin hiçbir zaman hedefine ulaşamayacağını bütün dünyaya göstermiş olduk. Bugün de aynı birlik, beraberlik ve dayanışmayı gösteriyoruz. 10 Aralık'ta İstanbul'da yaşadığımız büyük acının karşısında da yine meclisimizde partilerimizle bir ve beraber olduk. Önceki gün ana muhalefet partisi sayın Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Bahçeli ile bir araya geldik."

'TERÖR ASLA TÜRKİYE'Yİ ESİR ALAMAZ'

"Bütün dünya gördü ki terör hiçbir şekilde bu milleti ayrıştıramaz. İktidarıyla muhalefetiyle terör karşısında her zaman el ele omuz omuza birlikteyiz. Teröre, terörizme siyaset üstü bir bakış sergiliyoruz. Terör asla Türkiye'yi esir alamaz. Kin ve nefret tohumları eken şer odakları yok olmaya mahkum olacaklar. Bin yıllık kardeşlik hukukumuzu bozmak isteyenler hangi alçak yöntemlere başvururlarsa başarısızlığa mahkum olacaklardır. Terör karşısında Türkiye daha çok kenetlenerek sorunlarını çözmeye devam edecek." "Adı ne olursa olsun bütün terör örgütleri aynıdır. Hepsi insanlığın düşmanıdır. Hiçbirinin dini inancı, kutsalı yoktur. Kardeş dayanışmasıyla terörü dize getireceğiz. Terör örgütleri devlet ve toplum arasına asla giremeyecek. Bütün davamız 79 milyon vatandaşımızın, 81 vilayetimizin huzurudur, mutluluğudur, güvenidir." "12 Eylül vesayet anayasasından kurtulmak, bütün toplumun öncelikli talebidir. Bu tartışma 34 yılı aşan bir tartışmadır. Anayasa konusu yeterince tartışılmış ve artık olgunlaşmıştır. Siyaset kurumunun tamamı 12 Eylül darbesinin ürünü olan bu anayasanın rafa kalkması gerektiği konusunda hemfikirdir. Seçim meydanlarında vatandaşlarımıza siyasi partiler tarafından verilen sözlerin başında anayasa değişikliği olmuştur. Şimdi sıra millete verdiğimiz bu sözün gereğini yerine getirmek kalmıştır. Uzun bir süredir gündemi işgal eden anayasa ve yönetim sistemi tartışmalarını çözmek zamanı gelmiştir. Vesayet odakları her 10 yılda bir darbe yaparak veya darbeye yeltenerek milletimizi ekonomik, siyasi, sosyal istikrarsızlığa sürükleme gayreti içinde oldular"

'DEĞİŞİKLİK ÖNCELİKLİ BİR MESELE HALİNE GELMİŞTİR'

"Güçlü, istikrarlı bir Türkiye'yi hiçbir zaman istemediler. Milletten aldığımız güçle bu odaklara karşı amansız bir mücadele verdik. Bunu yaparken aynı zaman ülkemizin milletimizin yıllardır özlemini beklediği hizmetleri projeleri birer birer hayata geçirdik. İnsanımızın yüzünü güldürdük, hayatını kolaylaştırdık, yaşam kalitesini yükselttik. Karşımıza çıkartılan 367 icadı nedeniyle Cumhurbaşkanı'nı seçememiş, 2007'de referandum kararı almıştık. Bunun sonucunda sayın Recep Tayyip Erdoğan tarihte ilk kez milletin oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak göreve başladı. Bununla uyumlu olmayan yönetim sistemimizdeki çelişkiler de daha fazla gün ışığına çıktı. Mevcut durumda anayasada ve yönetim sisteminde değişiklik öncelikli bir mesele haline gelmiştir."

'CHP DEMOKRASİ TARİHİMİZİN EN ESKİ PARTİSİDİR'

"AK Parti grubu olarak bu konuda üzerimize düşen neyse yerine getirmek üzere harekete geçtik. MHP, CHP, AK Parti asgari müştereklerde sınırlı bir değişiklik için bir araya geldi, uzmanlarımız bir çalışma yürüttü. Yönetim sistemi konusunda CHP'den farklı düşündüğümüz sır değildir. CHP demokrasi tarihimizin en eski partisidir. Her zaman demokrasiyi, özgürlükleri savunmuştur. Elbette bunlar önemlidir ama bütün bunlar sözde kalmamalıdır. Anayasa değişikliği için demokrasi arayışımız bizi bir noktaya getirmiştir. MHP'nin sayın lideri Bahçeli, Ekim ayı başlarında kamuoyu ile paylaştığı anayasa ve sistem sorunu ile ilgili çözümü içeren beyanatıyla bu konudaki talep, bu konudaki istek yeni bir boyut kazanmıştır" "O günden başlayan MHP-AK Parti uzmanlarının çalışarak ortaya koydukları sistemin değiştirilmesi, mevcut yapının anayasa ile uyumlu hale getirilmesindeki değişiklik teklifi çalışmaları uzlaşma neticesinde tamamlanmış ve geçtiğimiz günlerde AK Parti grubu olarak yüce meclise 316 vekilimizin imzasıyla teslim edilmiştir"

'BU ANAYASANIN ARKASINDA…'

"Bu anayasanın arkasında 316 imzası olan AK Parti grubu olacak. Bu anayasanın imzasında ülke sorunun çözmede siyaset üstü bir anlayış gösteren MHP olacaktır. Bu anayasanın arkasında eğer meclis onay verdiğinde milletin önüne giderse 79 milyon vatan evladı olacaktır. Bu kapı ana muhalefer partisine ardına kadar açıktır, bekliyoruz. Herkesin oy hakkı var. Sorunları geleceğe havale etmek, bir siyasi yöntem olamaz. AK Parti 14 yıllık iktidarında sorunları torunlara havale etmedi, çöze çöze bu günlere geldi" "Yüce Meclis enine boyuna görüşecek, değerlendirecek, onayını vermesi halinde kararı da yüce milletimiz verecektir. Değişiklik teklifinde sürecin başında 3 parti olarak yaptığımız çalışmaları içeren maddelerin büyük bir kısmı da yer almaktadır. Dolayısıyla değişiklik teklifinde CHP'nin de mutabık olduğu maddelerin olduğunu bu vesileyle ifade etmek isterim. Anayasa değişikliğinde ne var, ne yok, bunlar önümüzdeki günlerde konuşulacak. Ben madde madde bu konulara girecek değilim. Ama esas itibariyle bu teklifi hazırlayan AK Parti grubunun başkanı olarak birkaç hususu sizlerle yüce meclisimizde paylaşmak istiyorum"

'KUVVETLER AYRILIĞI NET BİR ŞEKİLDE ORTAYA KONMUŞTUR'

"Yeni getirilen yönetim sisteminde kuvvetler ayrılığı net bir şekilde ortaya konmuştur. Kanun teklif etme işi kanun yapma işi tamamen TBMM'nin yetkisine bırakılmıştır. Yasama ve yürütme halka karşı ayrı ayrı sorumlu olacaktır. Seçimler 5 yılda bir yapılacak. Milletvekili ve Cumhurbaşkanı seçmi aynı gün olacaktır. Böylece her seçim güçlü ve tek başına iktidar çıkacaktır. Bunun adı da sürekli istikrardır. Yürütme, karar süreçleri çok hızlanacaktır. Cumhurbaşkanı devletin başı olarak yürütme yetkisini kullanmış olacaktır. Cumhurbaşkan sorumluluğunu da yerine getirecektir. Yasama ve yürütme meşruiyetini milletten aldığı için hesap sorulabilen sisteme dönüşmüştür." 'REJİM TARTIŞMALARI 1923'TE KAPANMIŞTIR' "Rejim değişikliği esasen eksen kayması tartışmaları boş ve anlamsız hale gelmiştir. Türkiye'nin ekseni bellidir, yolu bellidir. Türkiye'nin yolu muasır medeniyetler yoludur. Gazi Mustafa Kemal'in gösterdiği yoldur. Rejim tartışmaları 1923 yılında tamamen kapanmıştır, sona ermiştir. Meclisimizin ve halkımızın desteğ ile ülkemizde siyasi istikrarı kalıcı kılan anayasa değişikliğini yüce meclis çıkarmaya muktedirdir. Ülkemize ve milletimize, cumhuriyetimize hayırlı olsun"

'BU MİLLETİN TEK BİR GÜNÜNÜ KAYBETMEYE TAHAMMÜLÜ YOKTUR'

"İstikrarı gözümüzün nuru gibi koruyacağız. Siyasetin kör noktalarına saplanıp kalmadan ülkemizin gelecek hedeflerinden asla vazgeçmeyeceğiz. Türkiye zayıf iktidarlardan, istikrarsızlıklardan çok şey kaybetti. Tek parti dönemini bir yana bırakırsak sonraki 60 yıl içinde 45 hükümet kurulmuş. Hükümet başına düşen süre 16 ay. Türkiye'nin normal bir demokratik çizigi olsaydı 60 yıl içinde 45 değil 15 hükümet kurması gerekirdi. Dışarıdan bakan kimse istikrarlı bir güven ilişkisi kuramaz. Dünyanın güçlü ülkelerinin en önemli özelliği ekonomik ve siyasi istikrardır. Bu milletin tek bir gününü bile kaybetmeye tahammülü yoktur."

'BİR İNSANI ÖLDÜREN, BÜTÜN İNSANLIĞI ÖLDÜRMÜŞ GİBİDİR'

"Kazanımlarımızdan asla vazgeçemeyiz. İstikrarı koruyarak yeni hedeflere yürüyecek, atılımlarımızı daha büyük atılımlarla taçlandıracağız. Dış politika ve uluslararası siyaset bölgemizde ve dünyada adalet eksen oluşturamıyor. Güçlü olanlar hak ve adalet ölçülerine uymuyor. BM teşkilatı küresel barışı tesis edemiyor. Hakemlik görevini yerine getiremiyor. Bir insanı öldüren, bütün insanlığı öldürmüş gibidir. Hiçbir maddi hedef bir tek insan hayatından önemli değildir. 2016 yılı ülkemiz için olduğu kadar dünyada da son derece önemli ve üzücü olaylara sahne olmuştur. Yakın coğrafyamızda bölgemizde 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük göç dalgası yaşanmıştır"

'HALEP'TEN ŞİMDİYE KADAR 7500 SİVİL KURTARILDI'

"Halep'in yardım çığlıklarına sessiz kalmadıkları için bütün vatandaşlarımıza teşekkür ederim. Halep'ten şimdiye kadar 7500 sivil kurtarılmıştır.Bizim Suriye'nin toprak bütünlüğü ile bir derdimiz yoktur. Suriye, Suriyelilerin olmalıdır. Musul da terör örgütü DAEŞ'ten temizlenmelidir. Musul, Musulluların olmalıdır. Fırat Kalkanı harekatının amacı DAEŞ temizliği yapmak ve güneyden ülkemize inen tehditleri ortadan kaldırmaktır."

'ABD'NİN YPG İLE İŞ TUTTUĞUNU BİLİYORDUK'

"PKK, YPG ve PYD bunların alayı terör örgütüdür. ABD'nin PYD ve YPG ile uzun zamandır iş tuttuğunu biliyoruz. Onlarla iş birliğinden rahatsızlığımızı dile getirdik.

'TÜRKİYE BOL BOL YİNE AVRUPA'DA KONUŞULACAK'

"Türkiye AB'ye üyelik yolunda bekleyen bir ülke konumunda. AK Parti döneminde özellikle tam üyelik müzakerelerinin başlaması kararı alınmış ve önemli mesafeler kat edilmiştir. Geldiğimiz noktada AB bir kafa karışıklığı içerisinde girmiştir. buradaki temel problem AB'nin siyasetçilerinin seçim zamanı geldiğinde seçim kaygılarını ve seçim kazanma heveslerini tatmin etmek için Türkiye'yi seçim kampanyasına dahil etmek gibi bir hastalıktır. Önümüzde 5 AB üyesi ülkesinde devlet başkanlığı seçimleri olacak. Dolayısıyla bu önümüzdeki süreçte Türkiye bol bol yine Avrupa'da konuşulacak. Bütün demokratik değerlerinden yanayız, sadece Avrupa için değil insanımızın hak ettiği insan haklarına yönelik düzenlemeleri yaptık. Bizim rahatsız olduğumuz şey çifte standarttır. Bunlardan yana değiliz. Örnek, Fransa'da OHAL kararı alınca saygılı, Türkiye'de darbe olunca kaygılı, OHAL kararı olunca kaygılıyız diyorlar. Bu çifte standarttır" Bütün bu olanlardan sonra AB'de hala vizyon sahibi liderler mevcut olmaya devam edecektir. Türkiye bu güne kadar verdiği her sözün arkasında durmuştur. Şimdi zaman AB'nin verdiği sözlerin arkasına durma zamanıdır. Vizeyi kaldırma, gümrük birliğini güncelleme zamanıdır. Mültecilere yönelik yardımları gönderme zamanıdır. Laf değil, şimdi icraat zamanıdır"

Ekleme Tarihi: 16 Ara 2016 21:44