ilk maç Norveç’te Björn Arild Levernes ‘in ikinci yarının başında attığı golü bir türlü çıkartamayan Beşiktaş maçı Valeranga karşısında 1 – 0 geride bitirmişti. İkinci maç 5 Kasım 98’de İnönüdeydi ve köy takımı bile sayılmayan Valeranga karşısında hepimiz galibiyetten emindik.
Beşiktaş maça; kalede Fevzi Tuncay, defansta Del Solar, Ali Eren, Alpay, Ertuğrul orta sahada Sellami, Tayfur, Şifo, Aydın Tuna, İleri de Ohen ve Oktay on biri ile maça başlıyordu. Dönemin teknik direktörü John Toshack o sene son kez oynanacak Kupa Galipleri Kupası’nı kazanmaktan bahsediyordu. Maçı tekrar uzun uzun anlatmaya gerek yok diye düşünüyorum. Meşhur ilk yarı Beşiktaş’ın Oktay (2) ve Tayfur’un golleriyle 3 – 0 önde kapattığı ancak ikinci yarıda 3-3’e gelen maç.
Eurosporspikerinin durumu özetler 'what a terrific come back'(müthiş bir geri dönüş) sözü maçı izlemeyenler için bile yeterli açıklamadır sanıyorum. Tabii birde efsane haline gelen, bir taraftarın oğlumu maç 3 – 0 iken yatırdım şimdi sabah uyandığında ona ne diyeceğim dediği maçta diyebiliriz.
Bugün, yani 5 Kasım 98’den 18 yıl sonra Beşiktaş yine havasını yakalamış, kupa kaldırmak olmasa bile en az çeyrek final laflarının konuşulduğu bir ortamdaydı. Fakat rakip hiç öyle köy takımı falan değil Portekiz liginin son şampiyonu Benfica idi.
Bu maç için ilk yarı, ikinci yarı geyiğine girmeyeceğim hiç. Olmaz çünkü, bu maçların devresi, sistemi, hatlar arası kopukluğu, tandemi yoktur. En ufak odak eksikliğinde rakip cezayı keser. O nedenle eğer maç sonunda teknik direktöre not verecekseniz istatistiklere bakmak ya da skora bakmak fayda sağlamaz.
Maçın ilk yarısını 3 – 0 geride bitiren Beşiktaş için futbol dehası herkes (itiraf etmeliyim ben dahil) Şenol Güneş olmuyor mu acaba sorusunu sorduk birbirimize. Ancak stattaki 41903 kartal yürekli taraftar takımı çağırarak moral veriyordu.
Futbolculara tek tek, isim isim baktığımda mükemmel değil ama yine de kalbur üstü topçular olduğunu görüyorum. O halde aklıma Şenol Güneş Benfica’ya hiç çalışmamış cevabı geldi.
Nitekim ikinci yarı Beşitaşlı futbolcular sahadan çekilmiş, yerlerine Kara Kartallar gelmişti. Bırakın Benfica’yı Şampiyonlar Liginin Beşiktaş’tan sonra ikinci namağlup takımı olan Real Madrid rakip olsa fark etmezdi Beşiktaş için. Ve maç Kartallara yakışır bir şekilde 3 – 3 berabere bitti.
Şimdi merak ettiğim soru şu; eğer 98 yılında uyuyan o çocuk bugün büyüyüp çocuk sahibi olduysa ve üzülme oğlum / kızım Beşiktaş böyle Avrupa’da olmuyor işte sen git yat dediyse. Sabah çocuğuna ne diyecek?
Beşiktaş maça; kalede Fevzi Tuncay, defansta Del Solar, Ali Eren, Alpay, Ertuğrul orta sahada Sellami, Tayfur, Şifo, Aydın Tuna, İleri de Ohen ve Oktay on biri ile maça başlıyordu. Dönemin teknik direktörü John Toshack o sene son kez oynanacak Kupa Galipleri Kupası’nı kazanmaktan bahsediyordu. Maçı tekrar uzun uzun anlatmaya gerek yok diye düşünüyorum. Meşhur ilk yarı Beşiktaş’ın Oktay (2) ve Tayfur’un golleriyle 3 – 0 önde kapattığı ancak ikinci yarıda 3-3’e gelen maç.
Eurosporspikerinin durumu özetler 'what a terrific come back'(müthiş bir geri dönüş) sözü maçı izlemeyenler için bile yeterli açıklamadır sanıyorum. Tabii birde efsane haline gelen, bir taraftarın oğlumu maç 3 – 0 iken yatırdım şimdi sabah uyandığında ona ne diyeceğim dediği maçta diyebiliriz.
Bugün, yani 5 Kasım 98’den 18 yıl sonra Beşiktaş yine havasını yakalamış, kupa kaldırmak olmasa bile en az çeyrek final laflarının konuşulduğu bir ortamdaydı. Fakat rakip hiç öyle köy takımı falan değil Portekiz liginin son şampiyonu Benfica idi.
Bu maç için ilk yarı, ikinci yarı geyiğine girmeyeceğim hiç. Olmaz çünkü, bu maçların devresi, sistemi, hatlar arası kopukluğu, tandemi yoktur. En ufak odak eksikliğinde rakip cezayı keser. O nedenle eğer maç sonunda teknik direktöre not verecekseniz istatistiklere bakmak ya da skora bakmak fayda sağlamaz.
Maçın ilk yarısını 3 – 0 geride bitiren Beşiktaş için futbol dehası herkes (itiraf etmeliyim ben dahil) Şenol Güneş olmuyor mu acaba sorusunu sorduk birbirimize. Ancak stattaki 41903 kartal yürekli taraftar takımı çağırarak moral veriyordu.
Futbolculara tek tek, isim isim baktığımda mükemmel değil ama yine de kalbur üstü topçular olduğunu görüyorum. O halde aklıma Şenol Güneş Benfica’ya hiç çalışmamış cevabı geldi.
Nitekim ikinci yarı Beşitaşlı futbolcular sahadan çekilmiş, yerlerine Kara Kartallar gelmişti. Bırakın Benfica’yı Şampiyonlar Liginin Beşiktaş’tan sonra ikinci namağlup takımı olan Real Madrid rakip olsa fark etmezdi Beşiktaş için. Ve maç Kartallara yakışır bir şekilde 3 – 3 berabere bitti.
Şimdi merak ettiğim soru şu; eğer 98 yılında uyuyan o çocuk bugün büyüyüp çocuk sahibi olduysa ve üzülme oğlum / kızım Beşiktaş böyle Avrupa’da olmuyor işte sen git yat dediyse. Sabah çocuğuna ne diyecek?
Ekleme Tarihi: 24 Kas 2016 07:32
