Köşe Yazısı Güncelleme Tarihi: 18 Ağu 2016 20:10

Dijitalcinin üç hikayesi vardır ikisi 'Blog' üzerine

Dijitalcinin üç hikayesi vardır ikisi 'Blog' üzerine
Dijital ibaresi nitelediği tüm isimleri pozitif anlamda etkisi altına almış durumda.Dijital medya, dijital dönüşüm, dijital reklam, dijital hayat... Ve daha bir çok kavramı şekillendirmeye de devam ediyor. Sektörel olarak en fazla ilgili olduğum kavram ise dijital medya.

Bu iki kavramı önce dijital ve medya olarak ayrıştıralım. Dijital kavramı oldukça muteber bir kavram olmasına rağmen henüz ülkemizde içi tam anlamıyla doldurulmamış bir kavram niteliğinde.

Önemli yatırımlar, önemli eğitimler, önemli gelişmeler yaşanıyor olsa da dijital dünyada henüz istediğimiz yerde olmamakla beraber iyi yönde ilerliyoruz diyebiliriz. 

Fakat medya kavramı için ülkemizde aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. Bunun farkında olan da yalnız bizler değiliz.

Oxford Üniversitesi Reuters Gazetecilik Çalışma Enstitüsü Dijital Haber Raporu'nun beşincisi yayınlandı, Türkçe'ye kazandıran AlJazeera Türk'ten Şükrü Oktay Kılıç oldu.

Raporun yer aldığı haber metnine bakarak onlarca çarpıcı haber başlığı seçilebilirdi, fakat yayın; Türkiye'de okurların %73'ü için sosyal medya haber kaynağı başlığını seçmiş.

Benim dikkatimi ise gazetecilere duyulan güven bölümü çekti. Uzun zamandır yazma çizme işleriyle iştigal eden biri olarak bu raporda yer alan malumun ilamından üzüntü duysam da bu durum krizin arkasındaki fırsatı görmeye de engel olmadı. 



Rapora göre ülkemizde haberciliğin, güç odaklarından bağımsız bir şekilde yapılmadığı kanısı oturmuş görünüyor. Haberlere güvenin %40, gazeteciye güvenin %34, haber organizasyonlarına güvenin %37 olduğu ve toplumun genelinin haberciliği siyasetten bağımsız yapıldığına %29, iş dünyasından bağımsız yapıldığına %27 oranında inandığı bir ortamda bireysel inisiyatife büyük görevler düştüğü kanısındayım. Bireysel inisiyatif: Blogger

Daha Güvenilir Bir Kaynak Olarak Bloggerlar

Bir bloggerın bir basın kuruluşundan daha güvenilir bulunması için birden fazla neden sıralayabiliriz. Bunun ilk nedeni; bloggerların siyasetten ve iş dünyasından kendilerini bağımsız tutma seçeneklerinin her zaman ellerinde olmasıdır.

Çünkü bir blogun yayın hayatına devam edebilmesinin maddi külfeti aşağı yukarı 70 TL'dir. Bu külfeti yüklenmeyi göze alan her blogger kanuni sınırlar içerisinde kalmak şartıyla her türlü değerlendirmeyi kaleme alabilir.

Blogger Daha Ulaşılabilir Bir Kaynaktır

Bloggerlar daha ulaşılabilir yayıncılar olduğundan yazdıklarına daha fazla özen gösterirler. İçerik denetimleri okuyucuları tarafından oldukça sıkı tutulmaktadır. Okuyucu yorumları ise en önemli denetim mekanizmalarıdır. Yorumlar bloggerın içeriklerine, üslubuna ve konularına yön vermektedir. Bloggerlar ve okurları arasındaki etkin iletişim şekli hiç bir basın kuruluşu ile okuru arasında bulunmamaktadır.

Blogger Daha Şeffaftır

Bloggerlar kurumsal bir yapı içerisinde varlık göstermedikleri için basın kuruluşlarına nazaran çok daha şeffaftır. Etkinliklerde, sosyal medyada ve hatta telefonla doğrudan ulaşabileceğiniz bir çok blogger bulunmaktadır. Bloggerlara akıllı telefon, bilgisayar gibi teknoloji ürünleri, bebek ürünleri satın alırken ve tatil için en doğru oteli ararken sıklıkla doğrudan iletişim talepleri gelmektedir. Açıkçası bu talepleri geri çeviren bir bloggera da henüz rastlamadım.

Blogger Faydayı Ön Planda Tutar

Bloggerlar, medyaya oranla daha fazla okuyucu faydasını ön planda tutmaktadır. Herhangi bir yayının deneyimlemediği bir üründen olumlu algı yaratacak şekilde bahsetmesi çok da yadırgayacağımız bir durum değildir. Zira yayınlar ciddi bir maddi yükün altındadır ve bu yükü sırtlayıp istihdam yaratabilmek için de gelir kaynağına ihtiyaç duyarlar. Bu geliri sağlamanın en kabul gören yolu ise reklamlardır. Yayınlar reklam ile ayakta durduğu için deneyimlenmemiş ürünlere yer vermeleri de yadırganmaz. Fakat aynı durum bloggerlar için geçerli değildir. Bloggerın beğendiği, önerdiği ürünler genellikle pozitif bir deneyim algısı yaratmaktadır.

Bloggerlar, Gazetecilerden, Ünlülerden, Markalardan ve Politikacılardan Daha Güvenilirdir

Yukarıdaki yazdığım özellikler; acaba kargaya yavrusu şahan gelirmiş misali benim hüsnü zannım mı yoksa dünyada da karşılığı olan özellikler mi merak ettim ve Googla amcaya sordum. İşte aldığım cevaplar:

İngiltere merkezli affilinet'in 2015 yılında yaptığı araştırmaya göre tüketiciler sırasıyla en fazla ailelerine, arkadaşlarına ve bloggerlara güvenmektedir. Bu anket ülkemizde yapılmış olsaydı bloggerların yine ilk beşte yer alacağını düşünüyorum.
  1. Aile
  2. Arkadaş
  3. Bloggerlar
  4. Sosyal medya kişileri
  5. Meslektaşlar
  6. Gazeteciler
  7. Dini liderler
  8. Ünlüler
  9. Markalar
  10. Politikacılar



İkinci örnek de ilkiyle benzerlikler taşıyor: Edelman'ın yayınladığı Trust Barometer 2015 raporunda da bilgi kaynağı olarak en güvenilirler listesinde yine Aile ve Arkadaşlar öne çıkmıştı.

Diğer değerlendirmelere bakıldığında da aşağı yukarı insanların algılarının aynı yönde şekillendiğini görebiliyoruz. Bu nedenle okuyucuların gösterdiği, aile ve arkadaşlardan sonra gelen en güvenilir bilgi kaynağı olma yönündeki teveccühü bloggerlar olarak doğru değerlendirilmeliyiz.

Bireysel üretkenliğin ve bireysel inisiyatifin son derece değer kazandığını günümüz iletişim dünyasında bloglar, bir dijitalci için her zaman anlatılacak hikayelerin başında gelmektedir. Bir dijital dünya gönüllüsü olarak da bu yönde çabalamaya devam edeceğim.
 
Kaynaklar

AlJazeera - http://www.aljazeera.com.tr/blog/rapor-turkiyede-okurlarin-73u-icin-sosyal-medya-haber-kaynagi
Affili - https://www.affili.net/uk/about-affilinet/press-centre/2015/bloggers-trusted-more-than-celebrities-journalist
Edelman - http://www.edelman.com/insights/intellectual-property/2015-edelman-trust-barometer/global-results/
 

Ekleme Tarihi: 18 Ağu 2016 20:10