Dış Ticaret Açığı!
Dış ticaret rakamları veya Türkiye’nin dış ticaret dengesi TÜİK tarafından açıklandı. Bu rakamlar bize ciddi uyarılar veriyor. Ne anlama geldiği yazıda..
Türkiye’nin ilk çeyrek dış ticaret açığı 35 milyar dolar olarak TÜİK tarafından açıklandı.
Dış ticaret rakamları veya Türkiye’nin dış ticaret dengesi genel olarak vatandaşlarımız tarafından pek fazla önemsenmemektedir. Yada genelde halkımız tarafından pek takip edilmemektedir.
Vatandaş tabiki yaşamında etkisini gördüğü ekonomik verileri takip etmektedir. Dolar Kuru, petrol fiyatları , kredi faizleri vs.
Ekonomi yönetiminde bulunanlar ve ilgili tüm kurumlar içinde tam tersi dış ticaret dengesi en büyük en önemli konulardan birisidir.
TCMB dış ticaret dengesini yakından takip eden kurumların başında gelir Türkiye’nin tüm döviz rezervinin deposu olması nedeniyle ödemeler için gerekli döviz kaynağını oluşturur.
En basit anlatımla ülke olarak aldığımız sattığımız dan fazladır. Bu durumda bir aile olarak düşünürsek giderimiz gelirimizden fazla. Ne yaparız bu durumda ya birikmiş paramızla bütçeyi dengeleriz. Ya da borç alarak açığı kapatırız.
Türkiye’nin dış ticarette en büyük açık kalemi maalesef enerji ithalatı oluşturmaktır.
Petrol doğalgaz ve türevleri gibi ihracatımız toplam dış açığımızın yarısından fazlasını meydana getirmektedir. Bu kalemde genel olarak ülkemiz yenilebilir enerji kaynaklarına büyük yatırımlar yaparak aşmaya çalışmaktadır.
Ülkemizde her sene yenilebilir enerjiye 5 ile 10 milyar dolar arasında yatırım yapılmaktadır.
Dış ticaret açığının Türkiye’de en büyük nedenlerinden biride üretimin büyük ölcüde yabancı girdiye ihtiyaç duymasıdır.
Üretimi ne kadar arttırırsak ithalatımız da daha hızlı şekilde artmaktadır.
Türkiye’nin aslında bir “tüketim malı ithalatçısı” değil yatırım ve ara malı ithalatçısı konumundadır.
Hemen arada malum iPhone fiyatlarını hatırlatarak tüketim malı ithalatına örnek vereyim 40 ile 50 bin TL fiyatlı telefonları artık kaç kişi alabilir siz karar verin.
Türkiye ekonomisinin önemli bir yapısal sorununu Yatırım ve ara malı üretememesidir.
Hükümet kamu maliye politikası uygulayarak dış ticaret açığının en büyük nedenlerinden biri olan ara mal ve yatırım malı üretimini teşvik etmektedir.
Gazetelerde gördüğünüz büyük yatırım teşvik haberlerinde genel olarak Türkiye’nin dış ticaretinde açık verdiği ürünlerin üretimine teşvikler verildiğini görürüz.
Dış ticaret açığı ekonominin yapısal sorunudur. Temelinde ülkemizin yüksek teknolojiyi, bu teknolojiyi üretecek eğitimli ve donanımlı iş gücüne , bilim insanı yetiştirmesine daha doğrusu uzun zamana ihtiyaç duymaktadır.
Dış ticaret açığının en büyük ilacı katma değeri yüksek ürünler üretip satmak veya değerli yeraltı kaynaklarına sahip olmak olarak açıklayabilirim.
Son on yılda yaklaşık 800 ile 1 trilyon dolar dış ticaret açığı verdik. Kısacası dışarıdan bu kadar ürün ve hizmet aldık. Tabiki bu durum ülkenin refah seviyesini arttırmıştır. Pek çok ekonomist ya da ekonomiyle ilgilenenler; "Ayağını yorganına göre uzatma" taraftarıdır.
Dış ticaret açığında en büyük sorun bu açığın finansmanıdır.
Şöyle yeraltı kaynaklarımız olsa petrol ve doğalgaz gibi hiç bir sıkıntı çekmeyiz. Ama maalesef yok.
Kısa vadede yapılacak tek şey Ülkemizin esasında müthiş bir kaynağı olan turizme önem vermektir.
Turizmin, dışa bağımlılığı en az olan sektördür. 5 yıldızlı bir konaklama tesisinin yatırım ve işletme aşamalarında kullanılan ürün ve hizmetlerin yüzde 95’inin iç pazardan karşılanmaktadır.
Turizm demek zaten tamamen dövizle çalışan bir sektördür.
Şimdi değerli okuyucular bana kızabilirsiniz ama turizm tesislerinin sayısını , niteliğini, daha yüksek gelirli turisti çekmek için gerekenleri yapmanız gerekiyor.
Ülkemizin güzel bölgelerine oteller ve turistik tesisler yapmamız gerekiyor.
Bu arada turizmdeki istihdamı yazmıyorum bile inanın bir otelde neredeyse yatak sayısı kadar insan çalışmaktadır.
Hiç bir mavi ve yeşil bizim ülkemizden güzel değil. Turizme daha da önem vermeliyiz.
Dış ticaret açığının kısa vadede ilacı turizmdir.