Düalist Zihinler!
Düalist bakış acısıyla insanın iki ayrı zihninin olduğunu kabul edebiliriz. Bu ayrımı Maddi zihin ve Manevi zihin olarak adlandıralım...
Düalist bakış acısıyla insanın iki ayrı zihninin olduğunu kabul edebiliriz.
Bu ayrımı Maddi zihin ve Manevi zihin olarak adlandıralım.
İlk sorumuz iki ayrı zihnin var olma nedeni olmalıdır.
Maddi zihnimizin ana amacı insanın maddi dünyada var olmasını yani yaşamasını sağlayacak bilgilere ulaşması ve işlemesidir. Her yaşamın ana amacı varlığını sürdürmektir.
Manevi zihnin ana amacı insanın duygularını yönetmek ve geliştirmektir. Sadece maddi bir zihne sahip olsaydık son derece zeki ve yıkıcı bir hayvana dönüşürdük.
Dünyada 8 milyar insan yaşıyor bunların 7 milyarını öldürüp oldukça zengin ve yüksek refah seviyesinde yaşamamıza ne engel oluyor.
Tabiki manevi zekalarımız bu sonuca karşı çıkmakta. Yazımın devamında maddi ve manevi zeka arasında yaşanan çekişmeden bahsedeceğim.
İki ayrı zihin şeklindeki teori insanın düşünce ve yaşam şekillerini oldukça kolayca açıklayabilmektedir.
Burada bilinç altı kavramıyla açıklanmaya çalışılan rüyalar kavramına örnek verebilirim.
Rüyalarımız manevi zihnimizin duygularımızı geliştirmek için kullandığı bir araç olarak görebiliriz.
Maddi bedenimiz yorulabilir ve yaratılış olarak dinlenmek zorundadır. Fakat manevi zihnimiz maddi dünyada olmadığından fiziksel olan tüm sınırlamaların dışındadır.
Bu durumda insan duygularının gelişimi için manevi zihin rüya simülasyonunu kullanmaktadır. İnsanlar rüyalarından uyandıklarında yoğun duygular hissetmelerinin ana sebebi budur.
Rüyalarımızı çok çabuk unutmamızın ana sebebi bilgi ve deneyim ve tüm duyularımızdan gelen bilgilerin maddi zihinde depolanmasıdır. Maddi zihin rüyaların maddi duyumlarımızdan gelmediğini bildiğinden bu bilgileri saklamaz.
Bugüne kadar insan zihninin çalışma sistemi Maddi zihin olarak büyük oranda çözümlenmekle beraber duyguların olduğu maddi olmayan tüm kavramların çalışma şekli çözülememiştir.
Ya da günümüz bilim ikliminde rasyonalist bakış açısının ağır basması bu kavramların incelenmesini geri plana atmıştır.
Maddi olmayan kavramlarımızın bir çok felsefeci maddi zihne bağlama gereği duymuştur. Maddi olmayan kavramların maddi bir varlığa bağlanması maddi varlık tarafından çalıştırılmak istenmesi mantıklı değildir.
İnsan kavramında maddi ve manevi kısımları olması gerekiyor Bu durumda maddi bir zihin ve manevi bir zihin beraber çalıştığı düşünülebilir
Ayrı zihinlerin ana çalışma prensibi Maddi zihnin ve manevi zihnin birbirleri ile rekabet etmesi veya çatışması şeklindedir.
Çatışmada maddi zihin manevi zihni tamamen engelleyebilirse o zaman karşımızda duygusuz zeki bir hayvan çıkar. Tarih boyunca bizleri dehşete düşüren pek çok olay bu yöntemle açıklanabilir.
Manevi zihin maddi zihne tamamen baskın gelirse insanlar sadece haz için yaşamaya kalkar. Maddi dünyanın tüm kuralları manevi zihin için bir anlam taşımaz . Sonuç olarak gene sadece haz için yaşayan hayvanlara döneriz. Günümüzde bu şekilde yaşayan insanları çevremizde görmekteyiz.
Hemen hemen tüm filozoflar ve dinler insan yaşamının denge üzerine olduğuna dikkat çekmişlerdir.
Dengeden kasıt sahip olduğumuz iki ayrı zihnin dengelenmesidir. Müslüman inancında manevi zihin nefs olarak adlandırılması ve insanın nefsiyle hep mücadele etmesi örnek verilebilir.
Kötülük kavramını iki ayrı zihnin varlığıyla açıklamak çalışalım . Malum sebepsiz kötülük yoktur. Sadece kötü olmak için kötü olmak mümkün değildir. Yani saf kötülük yoktur.
Kötü olmasını istediğimiz bir insan oluşturmak için bu insanın manevi zihnindeki bu duygularını geliştirmeliyiz.
Şiddet, taciz, hakaret, işkence altında yetişen bir insan bu duygularının oldukça güçlü olması nedeniyle kendisini engelleyecek maddi zekayı rahatlıkla aşabilmektedir.
Çocukların yetiştirilmesinin önemi burada bu şekilde vurgulanmaktadır.
Manevi zekada hangi duyguları geliştirişsek bu duygular güçlü olacaktır ve insanın karakterini oluşturacaktır.
Ekleme Tarihi: 9 Ara 2023 14:00
