Köşe Yazısı Güncelleme Tarihi: 4 Eyl 2024 00:00

Gökyüzünün matematiğinde Başak Yeniayı neler getiriyor?

İçindeki çocuğu yaşatan lider ve organizatör olan sevgiyle aşkla samimiyetle ilk adımımızı cesurca atmamızı talep eden yükselen aslan burcu ile başlayan yeniayı

yeniay

GÖKYÜZÜNÜN MATEMATİĞİNDE BAŞAK YENİ AYI

İçindeki çocuğu yaşatan, lider ve organizatör olan, sevgiyle aşkla samimiyetle ilk adımımızı cesurca atmamızı talep eden “yükselen aslan burcu” ile başlayan yeni ay haritamız, kendi öz değerlerlerimizi, elimize geçen somut zenginliklerimizi bize hedef gösteriyor.

Bu defa yeni ay; gökyüzünün en güzel öğreten, aba altından sopasını gösteren, sorumluluklarımızı bize hatırlatırken elif olmamızı isteyen büyük efendisini karşısına alıyor. Bu durum kalıcı etkiler yaratacak zorlayıcı seçimlerimiz olacağını haber veriyor.

Bize sirayet etmiş, iliklerimize kadar işlemiş, her zerremize nüfuz etmiş, göremediğimiz, bizde sırlanmış olanların baskısını hissettirerek, içten vura vura geliyor. Harita genelinde sabit niteliğin hakimiyeti bu dönüşümümüzün az kolay olacığını hatılatıyor.

başak burcu

BİZ’den BEN’e yolculuğumuzu anlatan kadersel olguları bir bir sunacak. Hem BİZ olmanın, hem BİZ’in içindeki BEN’e sahip çıkmanın, hem de “ELİF OL”manın kadrini, kıymetini yaşatacak.

Şimdiye kadar bize anlatılanları sistemsel olarak bir bir düşündüğümüzde, özellikle tüm kişisel gelişmemizde etkin olan alanlarımızı değerlendirdiğimizde; bırakmayı düşündüğümüz, ancak bıraktığımızda, alışık olduğumuz düzenin dışında ne yapacağımızı bilmediğimizden sıkışıp kaldığımız her şeyi listeleyerek, görünür olmasını sağlamak, işimizi kolaylaştıracaktır.

Ayrıca canlı cansız her türlü kurduğumuz bağlarımızla ilgili, zamansal ve ruhsal, devrim niteliğinde dönüşümlerimizin dönüşümünü yaratan kalıcı etkilerle de buluşan olacağız.

Allah zoru kolaylaştırandır. İşimizi güçlüğümüzü kolay eylesin. Neticesi hayırlara hasıl olsun. Bizi de kemâlâta erdirsin.

**11 sayısı numerolojideki üstad rakamlardandır, indirgenemez! **

11° ile bize seslenen sabian sembolünün bizden istediği, yeni dünyaya adımımızı atarken, yeni bir şeye başlarken,her türlü görme yetimizdeki ve görüş alanımızdaki netliği engelleyen perdeleri kaldırmamızdır. İster “perde” de, ister “sur” de, ister “duvar”…

başak

Her şey içerden başlar. İçimizdeki “Berlin Duvarı” misali ördüğümüz duvarları yıktığımızda hem kendimizle hem ruhumuzla hem de evrenle kendimize özgün samimi yakîn temaslarımız başlayacaktır. İçeriyi göremeyen dışarıya bakar kördür.

Batîn-i görebilenin, Zahîr’in sonsuz ufuklarını görmesi de keskinleşir. Kuş bakışı her şey netleşir. Artık bulutumsular duvarlar engel değildir. Görüşün keskinliği gözün ferindedir. Tıpkı ışınlar gibi ultrasonik dalgalar gibi, görünmeyeni de görmeye başlar bir üst safhada.

“Ve keşefna anke ğıtake Fe basarukelyevme hadid” kaf suresi 22.ayet

Doğduğumuz anda ilk nefes alışımızla dünya hayatı da başlamış olur. Ve bize öyle mucizevi bir organizma verilmiş ki “sağlıklı yaşamaya indeksli an ve an kendini yenileme programı” ile kodlanmış ruha özgün vatanımız dediğimiz işte bu bedenimiz.

Aslında onun hasta olması rahatsızlanması imkansız! Onu hasta eden rahatsız eden düşünme biçimimiz, dilimize pelesenk olmuş kelimelerimiz, her türlü (uyku-yeme-içme vb) alışkanlıklarımız, yaşam tarzımız ve mizacımıza uygun yaşamamamız.

Başak yeni ayı sağlığımızı fiziksel görünüşümüzü karakterimizi anlatan evden bize merhaba diyor. Bizi biz yapan her şey oldukça değerli. İyi veya kötü diye bir şey yoktur. Yaşanmış olanlar bizim için en hayırlı olanlardır. Her birinin öğretisi vardır. Yaşanmışlığımızın tüm öğretileri için şükürler olsun. Kendimizle bütünleştiğimizde, içsel şifamız an ve an bizi iyileştirir.

Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Biz iyileştikçe idrakimiz güçlenir, şuurumuz açılır, öz hakimiyetimiz sağlamlaşır. “Nefsini bilen rabbini bilir.”

Niyet ile başlar eylemlerimiz. En güzel en iyisi var mı derseniz? “Gönülden gelen tüm zerrelerinizi titreşerek yaptığımız niyet” diyebiliriz ve eyleme de vaktiyle vaktinde dönüşecektir. Biz tohumu toprağa gömelim. Sessizlik, su ve karanlıkta toprakta olmak tohumun içindeki tüm kodların yeniden çalışmasını sağlar.

Tohumdan ağaca dönüşümü, toprakla buluştuğu anda başlar. Nihayetinde yer yüzüne ışığa doğru yükselir. Yeniay hali ayın karanlık görünmeyen fazıdır. Lakin başlatma enerjisi ile dopdoludur.

Şimdi kendi karanlığımızda sessizliğimizde kendimizle baş başa kalalım bu beden bizim gizli hazinemiz. Kendimizin karanlığı nedir? Kendimiz göremediğimiz hallerdir.

Kurban olma, saçını süpürge etme, başkası için yaşama, el alem ne der putuna tapma vb diye sayabiliriz. Karanlığımızda kayıp olanlarımız ne çok. Yaşayan ölü misali! Karanlığımızı aydınlatacak ışık içimizde.

Sahne senin bedenin! Açılsın perde! Başlasın oyun! Başrol sensin! Güneş sensin! Parla parlaya bildiğin kadar! Aşkla ilimle lütufla…

Ekleme Tarihi: 4 Eyl 2024 00:00