Gökyüzünün Matematiğinde Yay Dolunayı neler getirecek?
El Alem Ne Der? Putunuzu daha yıkmadınız mı? Terazi görünümlü merküryen bir enerji ile başlayan değerler evinden bize merhaba diyen yay dolunayı bu paradoks ile
GÖKYÜZÜNÜN MATEMATİĞİNDE YAY DOLUNAYI
El Alem Ne Der? Putunuzu daha yıkmadınız mı?
Terazi görünümlü merküryen bir enerji ile başlayan değerler evinden bize merhaba diyen yay dolunayı bu paradoks ile geliyor.
Harita geneline baktığımızda, yeni ay tadında bir dolunay diyebiliriz, cesaret ile adım atmamızı talep eden. Şimdi harekete geçmeye hazır mısın?
Ağ düğümleri hattını da çalıştırmak için Biz’den Ben’e yolcuğumuzu hatırlatsa da, zihinsel manüplasyonların handikaplarına esir mi olacağız? Esaretten cesarete geçiş bir C harfi kadardır. Hatırla!
Bize çok uzak dediklerimiz bizi sarıp sarmalarken yakınım dediğimiz ailemiz gördüğümüz bize bi o kadar uzak hissettirecek olaylar ile buluşan olacağımızı söylüyor.
Yay dolunayının tüm kilitlerini açacak anahtar ise; “Kendi kültürümüze ait inandığımız her şeyi sorgulatırken, tüm varlıklar ile kurduğumuz bağlarımızında elekten geçirilmesini ışık tutacak.” tümcesinde sırlıdır.
Ve bu hallerimiz can acıtan olacak, ne de olsa bazı değerlerimizi şehit eyleyeceğiz ve bazılarında ise seçim yapmak zorunda bırakılacağız. Aslında elekten geçirmek de benzer şeyi anlatıyor, istesek de istemesek de bazıları bizi terkedecek bırakacak, bazıları öyle büyük ki, halen kalmaya mecbur bırakılacak.
Varımızı yoğumuzu her şeyi elekten geçirecebilecek miyiz?
Bu elek ne midir? Kendimiz için biçtiğimiz “tekamül irsaliyesi” dir. Ne ektiysek onu biçeceğiz!
Ve bu dolunayda, gökyüzünün altın kızları dediğimiz Ay Jüpiter Venüs Neptün arasındaki güzel işbirlikçiliğinin desteği yansır ve seçimlerimizi kolaylaştıran olabiliriz.
Bu nasıl bir seçim olacak?
Değerlerimiz, inançlarımız, mental kapasitemiz ile bedenimizin tesirleri dediğimiz duygularımız arasında gerçekleşecektir.
Somut olanları mı? Soyut olanları mı? Hangisini seçeceğiz?
Ayrıca, altın kızlar, altın fırsatlar ile bizimle birlikte, haberci rüyalar ile duru görüler ile içsel sezgiler ile eşlik edecek. Almaya hazır olanlar için yaşam bambaşka akacak.
Alabilme becerisi bırakabilmekten, arınmaktan ve kendinden vazgeçmekten geliyor.
Bu vazgeçme merkezimizden sapma değildir. Bunu en güzel nehir arketipi ile anlatabiliriz.
Hayat akışını nehirin akıntısına benzettiğimizde, nehrin akıntısına karşı yüzmeyi bırakarak (olmazsa olmaz prensiplerimizden, tutulu kaldığımız kalıplarımızdan, inatlaştığımız her şeyden vazgeçerek), nehirin yasalarına(ilahi nizamın yasalarına) uyarak, yani nehirin akışına teslim olarak, nehirin gücünü kullanabilir ve bir sıçrama yapabiliriz. Kontrolü bırakarak asıl olana ulaşabiliriz.
Yay dolunayı “Meşale Sensin” der!
O meşalenin yanması için kendi ışığına sahip çıkmak şarttır. Bu şart yeterli değildir.
O ışığın gücünü nereden aldığını içsel keşiflerimiz ile idrak etmek elzemdir.
Bu adanmışlık kendin için kendinden vazgeçmektir!
Bir başka deyişle, mecazen kendimizi yakmak gibi görünsede aslında bizde var olan ışığımızı sonsuz kaynağın gücü ile yakmaktır.
Hz Ali’nin sözünü hatırlayan olduk "Sen kendini küçük bir cisim sanırsın, ama en büyük âlem sende gizlidir, kainat sende dürülür” der.
İnsan kendi içindeki sonsuz evreni keşfettiğinde sonsuz kaynağın gücüne erişmiş olur. İçimizdeki en uzak yerlere varmak üzere yola revan olmaya var mıyız?
Kendimize koyduğumuz sınırları aşıp sonsuzluğa adım atabilir miyiz?
Ben’de; varılan son’a değil, açılan sonsuzluğa,
Aşkla ilimle lütufla…