İnternetin derin karanlık yüzü: Deep Internet Dark Internet
İnternet; çağımızın en büyük iletişim ve etkileşim aracı. Faydası kadar karanlık ve derin tarafları da var. Pekiyi neden bu kadar önemli? İşte cevabı
Editör Notu: Dosyahaber.com sitesi yazar kadrosunu bu kez siber güvenlik uzmanı ile güçlendiriyor. Modern dünyanın en önemli istihbarat ve mücadele konularının başında gelen Deep Internet (Derin İnternet) ve Dark Internet (Karanlık İnternet) hakkındaki yazılarıyla Ömer Faruk Kusutoğlu da aramıza katıldı. Siber Güvenlik konuları ondan sorulacak. Biz de Dosyahaber.com ailesi olarak kendisini hoşgeldiniz diyoruz.
İNTERNETİN KARANLIK VE DERİN TARAFI: "DEEP INTERNET" ve "DARK INTERNET
İnternet; çağımızın en büyük iletişim ve etkileşim aracıdır. Savunma İleri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA) tarafından kurulduğunda ABD ordusunca birlikler ve diğer devlet kurumları arasında iletişimi sağlamak amacıyla kullanılmış ancak özellikle 90’lı yıllarda sivil kullanımda da oldukça yaygınlaşmıştır.
Günümüzde yaklaşık 8 milyarlık dünya nüfusunda 4.95 milyar kullanıcısıyla aklın kolay kolay kestiremeyeceği büyüklükte bir yapıya bürünmüştür ve gün geçtikçe çok daha büyümektedir. İnternette 2 milyar civarında internet sitesinin bulunduğunu, günlük 210 milyar elektronik posta gönderildiğini, toplamı binlerce saati bulan on binlerce videonun internete yüklendiğini ve hızlı bir şekilde paylaşıldığını, 3 milyara yakın Facebook ve 400 milyon civarında Twitter kullanıcısının bulunduğunu bilirsek söz konusu yapının ne kadar devasa boyutlarda olduğu konusunda fikrimiz olacaktır.
Ancak konumuz olan Dark Web yanında bu devasa yapı çok küçük kalmaktadır.
Yapılan araştırmalara göre bilinen ve günlük kullanımda rahatlıkla ulaşabileceğimiz yüzey interneti asıl internet yapısı dikkate alındığında sadece yüzde 5'lik kısmı oluşturmaktadır.
İnternetin yapısını göz önüne aldığımızda üç katmandan oluştuğunu söylemek mümkündür bunlar: Yüzey İnterneti, Derin İnternet (Deep Web) ve Karanlık İnternet'tir (Dark Web).
Nedir Dark Web (Karanlık İnternet)?
Konumuz olan Dark Web yapısı ve erişim tarzı sebebiyle yüzey internetinden farklıdır. Dark Web’e Tor, Freenet, I2P ve Riffle gibi farklı yapıda internet tarayıcılarıyla erişilebilmektedir.
Bu tarayıcılar 7000 den fazla sunucu, her bağlantı isteğinde rastgele seçilmiş üç veri yolu ve güvenilir sitelerde belirsiz zamanlarda ve oldukça sık güncellenen internet adreslerinin yayınlanmasıyla, takibi imkansız olmayan ancak tarayıcının bağlantı kurarken kullandığı katmanlı yapı sayesinde oldukça zordur.
Bu sebeple özellikle yasadışı işler yapmak isteyenler için oldukça kullanışlı yapıya sahiptir.
Deep Web halkın kullanımına açık yüzey internetinde bulunan 1 milyar belgesine kıyasla 500-550 kat daha büyük yapısıyla 500-550 milyarlık belge barındıran çok büyük bir yapı oluşturmaktadır.
Sadece en büyük 100 Deep Web sitesinin 800-900 terabaytlık bilgi içerdiğini ve yüzey internetten çok daha fazla trafik aldığını bilmek bile yapının büyüklüğünü gözler önüne sermektedir.
Bütün bu rakamsal değerlerden daha önemlisi Derin internetin kullanım amacıdır.
Başlangıçta ABD donanmasının kullanımı için kurulan yapı sonrasında sivil kullanıma açılmıştır.
Kendi yapısı içinde kısmen de olsa yasal kullanıma uygun olan derin internet günümüzde %90 oranında çocuk pornografisi, uyuşturucu, silah, kişisel bilgiler, organlar, ağır psikotik ilaçlar hatta düşük sonrası fetüsler vb. yasal olmayan satışlar, işkence, tecavüz gibi insanlık dışı olayların videolarının yayınlanmasında kullanılmaktadır.
İnternet tarayıcıyla ilgili adresler ziyaret edildiğinde ziyaretçilerin karşısına yüzey internetindeki gibi alışveriş sitesi gelmekte kullanıcılar bu sitede almak istedikleri ürünleri Bitcoin kullanarak satın alabilmektedir.
Bunlara en bilinen ve ünlü örnek kendisini sınırsız özgürlüklerin temsilcisi olarak gören Ross William Ulbricht’in kurduğu Silk Road (İpek Yolu) internet sitesidir. Siteyi kurduğu Ocak 2011 tarihinden yakalanıp sitenin hizmet dışında kaldığı Ekim 2013’e kadar derin internette satış yapan sitenin kurucusu ve sahibi olan Ulbricht siteyi kullanıcıların kimliklerini ve takip edilmelerini engelleyen ve ödemeleri de Bitcoin üzerinden yapılmasını sağlayarak takip edilmeyi iyice zorlaştıran yapıya büründürmüştür.
Yakalandığında bilgisayarında o zamanki piyasa değeri yaklaşık 150 milyon dolar olan 144.000 bitcoin bulunmuştur. Söz konusu bitcoinlerin bugünkü değerinin 4 milyar 32 milyon dolar olduğu göz önünde bulundurulursa derin internette dönen ticaretin rakamsal büyüklüğü konusunda fikir sahibi olmak mümkündür.
Acı da olsa deep webde ürün satışına bir örnek olarak Temmuz 2016 da Almanya’da bir alışveriş merkezinde 9 kişiyi vuran ve sonrasında öldürülen 18 yaşındaki David Ali Sonboly adındaki İran kökenli saldırganın saldırıda kullandığı 9 mm Glock marka tabancayı ve mermileri deep web üzerinden satın alması gösterilebilir.
Sadece bireysel saldırıda kullanılan silahların değil terörist eylemlerin de planlaması, örgütlenmesi ve örgütler için bağış toplanması deep web üzerinden yapılabilmektedir.
Bağış toplamaya bir örnekte ABD’den Ürdün’e gönüllü olarak giden Zoobia Shahnaz’ın IŞİD’e finansman sağlamak amacıyla dark web üzerinden aldığı bitcoinler sayesinde kara para aklaması ve bu paraları terör örgütüne aktarması gösterilebilir.
Terör örgütleri de zamanla teknolojik gelişmelere uymuş ve internet üzerinde eğitim dokümanları ve videolar yayınlamaya başlamıştır.
Zamanla bu tür internet sitelerinin çoğalmasıyla ve aktif istihbarat çalışmalarıyla bu internet sitelerinin takibi yapılmış ve müdahalelerde bulunulmuştur.
Takip ve müdahalelerden kurtulmak isteyen terör örgütleri de deep web kullanmaya başlamıştır.
Örnek olarak 2015 yılında Fransa’da meydana gelen 3 ayrı terör saldırısı yapılan tüm istihbarat çalışmalarına rağmen engellenememiştir. Deep web sayesinde sadece örgüt içi iletişim sağlanmamaktadır. Ayrıca örgütler arası deşifre olmadan taktiksel bilgi alışverişi, propaganda, saldırı tekniklerinin aktarılması internet siteleri sayesinde sağlanabilmektedir.
Derin web üzerinde yapılan işlemlerde, kullanıcılar kolay takip edilemediği için yasal olup olmadığına bakılmaksızın her türlü işlem kolaylıkla ve yakalanma riski neredeyse sıfıra yakın şekilde gerçekleştirilmektedir. Bu durum da yasal açıdan kolay kolay kontrol edilemez milyar dolarlık bir pazar oluşturmaktadır.
Ne yazıktır ki bu durumun önüne şimdilik geçmek olası gözükmemektedir yine de yapay zeka ve kuantum sistemler gibi teknolojilerin gelişmesi tehlikenin önüne geçmek isteyenlere umut vermektedir. Yine de uzunca bir süre bu durumun önüne geçilemeyeceği görülmektedir.
Ömer Faruk Kusutoğlu kimdir?
Yazarın Özgeçmişi: 1987 yılında Trabzon’da doğdu. Lisans eğitimini Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Endüstri Mühendisliği ve Anadolu Üniversitesi İşletme bölümlerinde tamamladı. Yüksek lisans eğitimini Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Kamu Yönetimi bölümünde yönetim bilişim sistemleri ve güvenlik ağırlıklı dersler alarak tamamladı.
2008 yılından itibaren çeşitli devlet kurumlarında görev yapmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Devlet Bilgi Koordinasyon Merkezinde görev yapmaktayken yöneticiler için dijital ve sosyal medya yönetimi eğitimine katıldı. Kriz yönetimi, sosyal medya uzmanlığı, Bilişim Güvenliği ve Bilişim Suçlarına Karşı Mücadele Derneği’nin düzenlemiş olduğu Python Öncesi Linux Eğitimi, Python Eğitimi, Siber Güvenlik Eğitimi, Exploits Güvenlik Eğitimi, Networking Eğitimi, Etik Hacker (CEH), ISO 27001 Bilgi Güvenliği Sistemi eğitimlerine katıldı.
Siber güvenlik, siber istihbarat, insansız hava araçlarının siber güvenliği ve yapay zeka konularıyla ilgilenen ve bu konularda araştırma yapan yazar siber istihbarat konusunda kitap çalışması yapmaktadır.
Ekleme Tarihi: 27 Nis 2023 00:00
