Kanada'da Skandal Ödev: Atatürk'ü Diktatörlerle Aynı Listede
Alberta'daki lisede verilen ödevde, Atatürk'ün adı Mussolini ve Saddam'la birlikte anıldı; Türkiye'den sert tepki geldi.
Kanada'da Skandal Ödev: Atatürk'ü Diktatörlerle Aynı Listeye Aldılar
Alberta'daki lisede verilen ödevde, Atatürk'ün adı Mussolini ve Saddam'la birlikte anıldı; Türkiye'den sert tepki geldi.
Kanada'nın Alberta eyaletinde bulunan bir lisede, 12. sınıf öğrencilerine verilen "Bir diktatörü seç, anlat" konulu ödevde, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün adı, Benito Mussolini, Saddam Hüseyin ve Fulgencio Batista gibi diktatörlerle aynı listede yer aldı. Bu durum, hem Kanada'daki Türk toplumu hem de Türkiye'nin resmi makamları tarafından büyük tepkiyle karşılandı.
🇨🇦 Okul Yönetiminin İlgisizliği Şaşırttı
Ödevi hazırlayan öğretmenin oluşturduğu listede Atatürk'ün adını gören lise öğrencisi İlayda Güvenç, gördüklerine inanamayarak durumu ailesiyle paylaştı. Aile, derhal okul müdürüyle temasa geçerek Atatürk’ün kim olduğunu, tarihteki yerini ve bu listede bulunmasının ne denli yanlış ve haksız bir tutum olduğunu detaylıca anlattı. Ancak, okul müdürünün Atatürk hakkında neredeyse hiçbir şey bilmemesi ve olay karşısında ilgisiz kalması aileyi hayal kırıklığına uğrattı.
📣 Türkiye'nin Kanada Büyükelçiliği'nden Açıklama
Türkiye'nin Kanada Büyükelçisi Can Dizdar, olayla ilgili yaptığı açıklamada, "Atatürk'ümüze böyle muamele edilmesi kabul edilebilir değildir. Maalesef bu tür münferit hadiseler olabiliyor. Burada özellikle öğrencimizin ailesine gösterdiği duyarlılık için teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı. Ayrıca, bu tür hadiselerin tekrarının önlenmesi ve Kanada'da gerekli bilinç ve farkındalığın oluşturulabilmesi bakımından gerekli girişimlerde bulunacaklarını belirtti.
📚 Eğitim Bakanlığı'nın Tutumu Eleştirildi
Alberta Eğitim Bakanı Demetrios Nicolaides’in de olay karşısında benzer bir ilgisizlik sergilediği dikkat çekti. Bakanlık sözcüsü, Atatürk’ün eyalet müfredatında “diktatör” olarak geçmediğini belirterek, müfredatın nasıl işleneceği konusunda yerel okul yönetimlerinin ve öğretmenlerin özgürlük sahibi olduğunu vurguladı. Bu açıklama, olayın ciddiyetini azaltmaya yönelik bir tutum olarak değerlendirildi.