Özgürlüğün Sınırı
Özgürlüğün tanımını yaparken çoğu insan şöyle düşünür: Bu benim yolum ve benim yolculuğum. Nasıl hissettiğimden nasıl yaşadığıma kadar benim karar verdiğim...
ÖZGÜRLÜĞÜN SINIRI
Özgürlüğün tanımını yaparken çoğu insan şöyle düşünür :
Aslında tam olarak öyle değildir.
Hayatın içinde etken ve edilgen faktörler vardır. Seçiyormuş gibi görünsek de seçeneklerin sınırını, yönünü, şeklini belirleyen etkenler söz konusudur. Yol belliyken, kimsenin, kendinin bile bilmediği yeni bir yol değilse seçilen, bu tam bağımsız bir karar olur mu?
Olmaz.
Kendi bildiğinin, öğrendiğinin, gördüğünün, onayladığın ve onaylandığının dışına çıkamadığın her ne ise, seçenekleri az çok bellidir.
Genetik ve epigenetik faktörler, kök çakra, coğrafya... gibi bir çok faktörü yok saymamakla birlikte, yanısıra yaratım gücünü de es geçmemeli.
Kaderin cûzî olan yanında aktif olabilmek gerçek özgürlüktür. Kabule geçtiğinle, değişebilir dediğin yerdeki o ince çizgidir özgürlük!
Nefsine zulm gelenle birlenip, nefsine anlayışla farkındalıkla buradan birlikte kabulle geçebilmektir özgürlük!
Bazı seçimler aynı sonuca götüren farklı yollardır. Seçmek neye yarar diye düşündürür. Akışa mı bıraksam der, gene de seçeriz. Orada da, o yolu deneyimlemek isteyen o benliği anlamaktır özgürlük.
Evet haklısın, yaşamak incelik istiyor. Mayada ne eksikse süreçte tamamlanıyor.
Demek ki, özgürlük de cüzî iradenin sınırı kadar. Yani bu ne demek?
Asıl seçimi şimdi gördün mü?
Kendinden kendine bu yolda kendini bilmenin, haddini bilmenin, rabbini bilmenin gücünü gördün mü?
Gör lütfen!
Kendin için, bugünün için, yarının için görmelisin.
Elbette seçim senin özgürsün.