Köşe Yazısı Güncelleme Tarihi: 7 May 2023 10:00

Romantik ilişkilerde yakınlık korkusu

Romantik ilişkilerde yakınlık korkusu yaşamak demek; kişinin partnerine karşı sevgi gösterememesi ve derin duygusal paylaşım yaşamaktan uzak kalması durumudur.

Romantizm

Öyleyse ne oluyor ki kişiler paylaşmak istedikleri duygularını karşı tarafa gösteremiyor?

Kişilerin romantik ilişkilerdeki yakınlık korkusu yaşamasının farklı farklı sebepleri bulunmaktadır.

Duygularımızı ifade etmeyi ilk olarak içine doğduğumuz aileden, yani anne ve babamızdan öğreniriz.

Ailenizde yakın ilişkiler nasıl yaşanıyordu?

Ailenizdeki kişiler duygularını birbirine nasıl ifade ediyordu? Anne ve babanız birbiri ile nasıl bir romantik ilişki içerisindeydi?

aşk yaşlılık

Duyguları ifade etmek model alınarak da öğrenildiği için aile ile ilgili yukarıdaki soruların cevapları nasıl yakın ilişki kurduğunuzu yansıtan durumları gösterecektir.

Bu durumlar aslında ailede başlar ve romantik ilişkilerde devam eder. Hatta arkadaşlık, dostluk ilişkilerinize de yansıyor olma ihtimali yüksektir.

Bazı kişiler romantik duygular besledikleri kişilere karşı yoğun bir reddedilme kaygısı hissederler.

Kişinin otomatik düşüncelerinde duygularının anlaşılmayacağı, duygularının kabul görmeyeceği yönünde katı inançları vardır.

Reddedilme karşısında bu durumu kabule geçmekte ciddi bir zorlanma yaşar ya da reddedilme yaşayacağına inandığı içinde her hangi bir girişimde bulunamaz.

Bir başka durum ise kişiler büyüme süreçlerinde ailede duyguları görülmemiş ve fazlaca ihlal edilmiş olarak büyüyebiliyor.

Duyguları görüşmemiş, duygusal ve fiziksel sınırları ihlal edilerek büyüyen kişiler derin duygusal temaslarda tabiri caizse boğulma hissederler.

sevgili partner romantizm

Bu duyguları yaşarken kaybolacaklarını zannettikleri için derin duygusal temaslardan kaçınırlar. Duyguları ve romantik ilişkileri daha yüzeysel yaşamaya çalışırlar. Çünkü duyguları yüzeysel yaşamak kişi için güvenli gelir.

Bazı bireylerde ise çekingenlik bir mizaç yapısından kaynaklanıyor olabilir. Çekingen yapıdaki kişi ise duygularını ve düşüncelerini ifade etmek konusunda içsel bir cesaret bulmakta zorlanır.

Bu zorlanma hali kişinin duygu ve düşüncelerini kendi içinde yaşamasına ve partnerine ifade edememesine sebep olur.

Bazı olumsuz derin inançlardan kaynaklı olarakta kişiler yakın ilişki yaşamak konusunda uzak kalırlar.

Kendini değersiz, önemsiz, yetersiz gören kişiler bir partnerle olmayı kendilerine hak göremezler.

Travmatik durumlar olarak değerlendirilebilecek olumsuz bir ilişki yaşamak, taciz ve istismar durumlarıda kişilerin yakın duygusal ilişkileri tehlikeli bulmasına sebep olabilir.

İlk defa en derin yakın ilişkiyi bize birinci dereceden bakım veren kişiyle kurarız. Bu kişi çoğunlukla annemizdir.

Çocuk on sekiz aylıktan itibaren yavaş yavaş anneden ayrışma eğilimleri göstermeye başlar fakat bir yandan da ayrışmak korku duygusu oluşturur.

Anneden uzaklaşmak ile bireyselleşmenin ilk adımları bu süreçte anne tarafından doğru bir rehberlik ile desteklenirse çocukluktan itibaren kişinin içinde yakın ilişki güvenli inancı oluşur.

Romantik ilişki

Bu sağlıklı inanç sayesinde kişiler hem yakın ilişki kurmayı deneyimlerken hemde kendi bireyselliğini yani kendi alanını yaşayabilme fırsatı bulur.

Bazı durumlarda bakım veren kişi vefat etmiş olabilir, bazen ayrılık olabilir, bazen de bakım veren kişiler çocuklarının ayrışma girişimlerinde sağlıklı desteklemek yerine korkutabiliyorlar ve korkan çocuğun inancı terk edilirim olabiliyor.

Terk edilmekten korkan çocuk ya duygusal paylaşıma giremiyor ya da fazlaca yapışma gösteriyor.

Bahsettiğimiz bazı durumlardan dolayı kişiler yakın ilişkilerin güvenli olmadığına dair otomatik inançlarını fark edip dönüştürmediklerinde romantik ilişkilerde yakınlaşmaktan uzak kalabiliyorlar.

Bu tür durumları yaşadığınızı düşünüyorsanız içsel olarak farkındalık kazanmanız bu duygularınızla baş etmenizi sağlayabilir. Daha yoğun yaşadığını düşünen kişiler de bir uzmandan destek alabilirler.

Ekleme Tarihi: 7 May 2023 10:00