Satürn Balık’ta: Evrensel Hesap Zamanı
Gökyüzünün Matematiğinde Saturn Vesak Time Balık Burcunda Uy’an! Ödül Mü? Ceza Mı?
Gökyüzünün Matematiğinde Saturn Vesak Time Balık Burcunda Uy’an! Ödül Mü? Ceza Mı?
Saturn, gökyüzünün eli sopalı öğretmeni ve zamanın efendisidir. Yaşamda ahlakı, kendimizde iç disiplinimizi ve sorumluluklarımızı temsil eder, kişisel gezegenlerimizin en üst seviyesinde olan, çıplak gözle görebildiğimiz en son gezegen oluşu; SINIR’larımızı, alanımızın boyutunu, somut olanı gözle görüleni, yer yüzünü, toprağı ve toprağın derinlerindeki hazineyi de temsil edendir.
Balık burcundaki Saturn anlamaya çalışalım: Saturn gerçekliği - balık hayalleri, Saturn sert mizacı - balık duyarlılığı, Saturn sınırları - balık sonsuzluğu anlatır bize. Bu ikisinin birlikteliği bizleri de sert bir dönemeçe hazırladı. Bu tezatlıkların sendeki yansıyanı nasıl? İkisi arasında dengeyi kurabildin mi? Yoksa kafayı sıyırmaya az mı kaldı? Balık burcundaki Satürn’ü anlamak oldukça mühim. Ve bu buluşma 9.ev, tepe noktası ve 10.evde yaşanıyor. Bu ne demek, Saturn balık bizim ödevimizi bulunduğu yer ödevimizin konularını anlatıyor.
Saturn balık burcunda 9.evde 22°de hem tepe noktası hem güneş ile partil kavuşumda, daha bitmedi 10.evde kuzey ay düğümü 5 orb ile, Neptün balık burcunda 7 orb ile kavuşumun içinde beş kavuşum bir arada yanyana ve aynı zamanda bu sıranın yanyana dizilimi devam ediyor koç burcunda Venüs Merkür Chiron ile.
Gökyüzünün Matematiğinde Saturn ve üzeri gezegenlerin bulundukları burçtaki son döneminde güneş ile yaptığı partil kavuşumunun kıymetini vurgular. Saturn balığın bizden taleplerini yerine getirenler ödülleri ile buluşurken bu dönemde, diğerleri az kolay halleri ile bu süreci geçemeyecekler, hatta cezaların anlamadan idrak edemeden aynı döngünün içinde sıkışıp kalacaklar.
Zamana müdahil olmayanlar ödevini layıkıyla yapmış olacaklar, hızlandırmaya çalışanlar hızlandıramayacaklar her şey vaktine gebe, yavaşlatmaya çalışanlar da yavaşlatamayacaklar bu net. Tüm yaratılmışlar teslimiyet içinde sürecin keyfini yaşarken insanlar ters istikamette bi de her şeyin kontrolünün kendinde olduğunun zannı ile.
UY’AN!
Buradaki sorumluluklarımız iç dünyamıza bilinç altına hitap ediyor. Bir ben var benden içeru! Demiş Ya Derviş Yunus’umuz. İşte o içeriye karşı olan sorumluluk dönüşümün de anahtarını tutuyor elinde. Anahtar içerde!
UY’AN!
Ne hayal dünyasında kaybol, ne de gerçekler kaşısında yok ol. Hayallerini gerçekleştirmek için gerçeklerin dünyasında var ol!
Bu dünyanın bozuk düzenine rağmen halen hayalimiz var mı ve canlı mı?
Bu dünyanın bozuk düzenine rağmen halen gözlerimiz güzeli görüyor ve güzel bakabiliyor mu?
UY’AN!
Sınırlarımızın olması haddimizi bilmektir. Kendimize sınır koymak değildir. Eskiden beri süregelen gelenek göreneklerimize uymak dışına çıkamamak kendimizi gözü kapalı sınırlamaktır. Oysa kutsal kitabımız da peygamberimiz de bize ilimi ve bilimi takip etmemizi ister. Gelenek göreneklerimize körü körüne bağlılık değil doğru bildiğimiz yanlışları bırakmamızı öğütler.
UY’AN!
İç sesimizi duyma vakti, sezilerimize güvenme vakti, kalp ile düşün kalp ile hisset, kalp ile karar ver. Akışta ol! Akışa kapılmak, yaprak gibi savrulmak değil! Kalbimiz kulaklarımız, kalbimiz gözümüz olsun. Gören ve işiten olarak yaşadığımızda akışımız güzelleşir. Bakış açını değiştir, hayat akışın değişir!
UY’AN!
Bizim kendi iç disiplinimiz; hem somut işlerimiz hem de soyut olan hayallerimiz, duygusal hallerimiz, maneviyatımız ile ilgili her şeyi “vaktiyle vaktinde yapmamız” demek. Ötelemeden, ertelemeden ve bunlar için bahane üretmeden yapabilmek. Korkularımız ile yüzleşmek, zorluklarımızın üzerine yüremek, içeride gizlenmiş ne kadar egosantrik hal varsa her biri ile layıkıyla uğraşmak, bunlardan bazıları.
İşte tüm bu hususlarda hem içerde hem dışarda itidalli davranışlarımız ve itidalli kararlarımız oldukça mühim önem arz etmektedir.
Şimdi bir hatırlatma vakti; film ödülleri içinde Saturn Ödülü de 1973 yılından itibaren verilmeye başlanmıştır.
Saturn ödülü ile filmdeki bilim kurgu , fantezi ve korkuyu onurlandırmak istenilmiştir. Bizim ödül sahnemiz neresi veya nereleri dersiniz?
Hukuk sistemimiz;
Kendimize adil miyiz? Kendi haklarımıza sahip çıkabiliyor muyuz? Şahitliğimiz nasıl? Bi taraf olabiliyor muyuz? Tarafımızı korumak adına yalancı şahit hiç olmuş muyuz? Bulunduğumuz alana ait kurallara içtenlikle kendiliğinden uyuyor muyuz? Yoksa uymak için kendimizi zorluyor muyuz? Veya Ceza-i yaptırımlarından ötürü kaçınıyor muyuz? Hoşumuza giden bir şey olduğunda her yol mübah mı diyoruz? Müsaade ilmini hiçe mi sayıyoruz?
İnanç sistemimiz
Hangi dine mensup olmamızdan ziyade kendimize dürüst olup inancımızı araştırabiliyor muyuz? Okumak araştırmak yerine denilene körü körüne inanmaya devam mı ediyoruz? Söyleyen profesör de olsa imam da olsa şeyh de hoca da olsa, bu kimliklerin her bir dini versiyonu ile birlikte, gerçekten Hak Hakikati anlatıyor mu?
Tüm inanışlar da Hak Hakikat tektir, son varış yeridir, gidilen yol çeşitliliği güzeldir. Ayrıştırmaktan uzak olmak, yargıdan uzak olmak önemlidir. İslamiyete giriş anahtarı kelimeyi şehadet ile şahitliğin her şeyden önce başladığı vurgulanır. Türkiye Cumhuriyeti laiktir, laiklik kişilerin dinini sorgulamak yargılamak değildir, Saygı duymaktır! Arif olan için din yoktur!
Siyaset sistemimiz
Çevremize, efradımıza, yabancılara karşı tutumumuz. Sisteme karşı tutumumuz. “Mış gibi” yaptığımız her şey ve kendimizi kandırdığımız her şey, dollandırdığımız ve dolandırıldığımız her şey sahnemizde görünecek. Biz yaptığımız siyasi seçimlerimizi de gözden geçireceğimiz yerdeyiz. Tüm bu sistemi göze almak mı? Gözden çıkarmak mı?
Felsefemiz, felsefe sistemimiz
Olmazsa olmaz dediklerimiz, kırmızı çizgilerimiz, prensiplerimiz neler? Olduğumuz yere mıhlamış mı bizi? Tutulu mu kalmışız?
Gökyüzü, astronomi, astroloji ilmimiz
Toplumumuzda fallaştırmaya çalışan bir kesim, popüler olma uğruna yoldan sapan bir kesim, farklı anlamlar yükleyerek şirke giren bir kesim var ve bir de tüm olasılıkları sunan araştıran ilimle ilerleyen bir kesim var.
Biz bunun neresindeyiz? Hangisine meyilliyiz?
🔆Yüksek Bilinç sistemimiz Üniversite eğitimlerimizi, sonsuz araştırma merakımızı, bilimsel olana yönelsek de, bilimi de kapsayan ilime rüsuh olmaya talip olmamızı, ruhsal tekamülümüzde inkişafımızı anlatır bize.
Meşaleyi elimizde tutuğumuz sahnelerimizi sistem sistem gezdik. Seyyah halimizi de gördük.
Uzakları yakın eylediğimiz yer sahnemiz. Bu dönemin ulaşılabilecek zirvesi sahnemiz. Kariyerimiz ve mesleğimiz de sahnemiz.
🎁 Ödüllerimiz ne çok değil mi? Ödül törenimizde ne güzel iştirakçilerimiz var kavuşumlarıyla halay çekmekteler.
🌐 ASIL önemli nokta ya geldik, Saturn zodyakı tamamlıyor balık burcu ile, 29 yıl dile kolay, Saturn zodyak süreci boyunca biz ne yaptık?
Ödüllerimiz büyük olacak!
Ve önemli bir hatırlatma!
Ödülü düşünerek yaşamak ve cezadan kaçınarak yaşamak, yaşamak mıdır?
Tıpkı cennet için yapılan ibadet, cehennem için kaçınılan her şey, tövbe istiğfarlar sadece nefse hizmet eder. Merkezimizde ne var?
İçinde bulunduğumuz ahvali şeraiti düşünmeksizin, insan olmanın faziletlerinin itidali davranışlarını, kendimizde samimiyetle dürüstlükle içtenlikle yaptığımızda biz insan olmaya aday oluruz. İnsan olmanın faziletleri de bizim hiç düşünmediğimiz hediyelerimiz olur.
Balık burcunda güneş, tepe noktası, KAD ve neptün ile kavuşumu olan Saturn’e selam olsun!
Ey Türk İstikbalinin evladı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen; Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk