Ekonomi Güncelleme Tarihi: 23 Ağu 2022 17:00

Topraksız güneşsiz üretimle Dikey Tarımın artıları eksileri

Gelişmiş ülkeler gıda güvenliği için topraktan, güneşten izole edilmiş kapalı yerde raflarda, korbondioksit nem ve led ışıklarıyla yapılan Dikey Tarıma geçiyor.

dikey tarım

İngiltere son yıllarda salata bitkileri ve yumuşak meyveler yetiştirmenin daha sürdürülebilir bir yolu olarak Dikey Tarım'a geçiyor.

Yeni model çiftçilere de alternatif oldu. Bu trend sadece İngiltere'de değil dünyanın diğer ülkelerinde de kullanılmaya başlandı. Türkiye’de bile üretim tesisleri mevcut.

Topraksız veya gün ışığı olmadan lambalarla ve sıcaklığı sabit ortamlarda meyveler ve sebzeler yetiştiriliyor.Hatta kuş cıvıltısını andıran mekanik bir uğultu bile düşünülmüş.

Normal ürünlerden farklı değiller fakat ileri dönem etkilerinin nasıl olacağı bilinmiyor.

Geleneksel tarımın yerini Dikey Tarım mı alıyor?

Hava geçirmez bir ortamda dışarı koşullarından tamamen izole depolarda LED ışıklarının altın rengarenk sebzeler, meyveler yetişiyor.

Raf sistemi olarak kat kat dizilen bitkiler filizleniyor. Ortamdaki hava ısısı nedeniyle terliyorlar. Toprak bulunmamasına rağmen toprak kokuyorlar.

Mekanik seslerle doğadaki hayvanlar özellikle kuşlar taklit ediliyor. Topraksız ve güneşsiz tarım modeli doğal tarımdan farkı bir üretim şekline evriliyor.

Kapalı bitki fabrikalarında üretilen meyve ve sebzeler tarımın modelini değiştiriyor ve yeni bir çiftçilik modeline de öncülük ediyor.

10 yılda İngiltere’nin tüm meyve sebze ihtiyacını dikey çiftlikler karşılayacak

İngiltere yakın zamanda Jones Food Company (JFCo) adını verdiği eski bir demirhane sahasında dünyanın en büyük dikey tarım çiftliğini inşa etti.

Şirket, 10 yıl içerisinde İngiltere’de üretilen tüm salata yapraklarını ,yumuşak meyveleri ve kesme çiçekleri üretmeyi hedefliyor.

Dikey tarım çiftliklerinin tedarik zincirinde söz sahibi olacağını ve sera üretim ve de sebze meyve ithalatını sonlandırması öngörülüyor.

Çiftçilikte devrim niteliğindeki bu tarımda bitkiler dikey olarak raflara dizilmiş alanlarda koyun yünü katmanlarında ekiliyor. Uzmanlara göre dikey tarım modelinde her şey yetiştirebilir.

Şimdilik bir handikapı olarak ticari olmadığı biliniyor. Üretim maliyetlerini nasıl ticarileştirebilecekleri üzerine çalışmalar yapılıyor. Ucuzlattıklarında artık tarım bildiğimiz gibi olmayacak.

İngiltere dikey tarım çiftliğini 4 adet 69 metrelik odalarda inşaa etti. Şimdilik depolarda yeşil renk parlak frenk soğanları dolu. İnşaa edilen odaların sıcaklıkları sabit tutuluyor.

Ortamda nem ve karbondioksit var. Renk tayfı sayesinde aydınlık ve karanlık (gün ve gece) döngüsü sağlanmış. Odadaki her bir etki eden unsur titizlikle hesaplanıyor. Parametreler değiştirilerek en iyi sonuca ulaşmaya çalışıyorlar.

Dikey tarım depolarında bitkinin doğal ortamındaki tüm parametreler ciddi bir biçimde taklit ediliyor. Güneş ışığı ihtiyacını ortadan kaldırıyorlar.

Bu yaparken bitkinin faydasına olacak zamanlama da etkili bir biçimde belirleniyor. İki hafta içerisinde de hasat gerçekleşiyor.

Üstelik rafların verimliliğini tespit etmek de geleneksek yönteme göre çok daha kolay. Depoda kişniş, dereotu gibi bitkilerin üretim deneylerinin çanı sıra, 276 metrekare üzerine kurulu 2 ayrı çilek laboratuvarı da inşa ediliyor.

Dikey Tarımın Avantajları

Bu tarz üretim yapanların en büyük iddiası ve avantaj olarak gördükleri konu; dikey tarım çiftliklerinin geliştirilen teknoloji ile birlikte doğayı etkilemiyor olması.

İngiltere’de dikey tarıma teknoloji üreten LettUs Grow'un kurucu ortağı Charlie Guy’a göre bunun bir başka artısı da arazileri ağaç dikmek için kullanılması olacak. Bu da biyoçeşitliliğe büyük fayda sağlayacak.

Dikey tarımın su konusunda da geleneksel yönteme göre daha tasarruflu olduğu öne sürülüyor. Dikey tarımda kullanılan ve bitki köklerine ulaşan su topraksız olması nedeniyle daha temiz kalıyor ve 30 kez kullanılabiliyor.

Böylece su israfının da önüne geçilmesi öngörülüyor. Su yolları aracılığıyla bitkilere Pestisit Akışı da olmuyor. Kapalı ortamlarda muhafaza edilen bitkiler, Herbisitlere ve Pestisitlere gerek duymuyor.

Dikey tarımın geleneksek olana göre daha verimli olduğu da iddialar arasında. Raflarda üst üste istiflenen ve yıl boyunca tutarlı bir biçimde optimize edilmiş koşullarca yapılan dikey tarım geleneksel olana göre her metrekarede daha verimli.

Dikey tarımda sürprize yer olmaması da cazip kılıyor. Üretime tutarlılık hakim ve lezzet konusunda fire vermiyor. Topraktaki tarımdaki gibi rekolte kaybı söz konusu değil. Bu sayede verimli şekilde paketlenebilme imkânı da sunuyor. Ürünler çürük olarak süpermarket raflarında yer almadığından fire ve kaybı da azaltıyor.

Dikey Tarımın Dezavantajları

Tüm dünyada 2020 yılı itibariyle 75 dönüm yani 30 hektar dikey tarım arazisi var. Sadece faydaları yok elbete, en büyük zorluk ise 7/24 kapalı alanda elektrik gereksinimi. Isıtıcılar, ışıklar, nemlendiriciler ve diğer üretim ekipmanlarını sağlamak ciddi maliyet.

Enerji maliyeti konusunda dikey tarım yapan şirketler yatırımlarını JFCo gibi yenilenebilir enerjiye yapıyor. İngiltere’deki dikey tarım çiftliğinin çatısına 1,5 hektarlık yani 60 tenis kortu büyüklüğünde paneller inşa edildi. Bitişiğindeki araziye de rüzgar tribünleri düşünülüyor.

Uzmanlar dikey çiftliklerin sorununun her zaman enerji olacağını söylüyor. Fakat sistem tamamen yenilenebilir enerjiye adapte olursa, dünyanın dört bir yanında ithalat yapmaya gerek kalmayacak. Sürdürülebilir ve kalitesi aynı bir üretim gerçekleşecek. Tedarik zincirindeki riskler ortadan kalkarak sürdürülebilir gıda yetiştirme yöntemi olarak varlığını güçlendirecek.

Tarımdaki insan gücü azalacak yerini robotlar alacak

Dikey tarımda toplama maliyetlerini de yarı otomatik hale getirecek bir sistem de inşa ediliyor. Bu sayede işçilik maliyetlerinin düşmesi planlanıyor.

Amazon veya Ocado toplama istasyonu robotik bir sistem üzerinde de çalışmalar başladı. Robotlar budayacak, tozlaştıracak, raflardan alıp işlem sonrası yeniden raflara koyacak şekilde tasarlanıyor.

Dikey tarımda Hidroponik ve Eeroponik büyüme

Dikey tarımda üretkenliği artırmak için yeni yöntemler de deneniyor. Büyüme yöntemi olarak bitki köklerini raflarda bekletmek yerine çok ince bir besin çözeltisi sisi ile püskürerek Hidroponik içeren Aeroponik büyüme yöntemleri geliştiriliyor.

Bu yöntemle bitkiler sağlıklı köklere sahipse uygulanan yapay enerjiyi daha iyi kullanarak daha fazla büyüme sağlayacak. Verimli ve sağlıklı bir toprakta çok fazla hava cebi bulunuyor. Bunun yanı sıra doğru oranda besin ve nem de yer alıyor. Bu ortamı sağlamak için dikey tarım Aeroponik kullanarak aynı etkiyi sağlamayı hedefliyor.

Yatırımlar geleneksel tarımın yerini tamamen alabilir mi?

Tüm bu dikey tarım yatırımları büyük bir gelişme kaydetse de maliyetleri uygun hale getirse de bir gerçeğin farkındalar.

Dikey tarımın geleneksek tarımla üretilen buğday, pirinç veya patates gibi temel mahsullerin yerini alması mümkün gözükmüyor.

Bu tarz besinlerde, diğer yeşilliklere kıyasla daha uzun büyüme süresine ihtiyaç var ve çok fazla ışık gerekiyor.

Dikey tarım yapanların bu konudaki diğer bir görüşü de “Bir buğday tarlası bir marul tarlası kadar paraya satılmaz.”

Bu yüzden yeşillik diye bilinen sebzeleri seçiyorlar. Şimdilik ekonomik açıda maliyetli olan bu tür dikey tarım tesisleri, işlerinin büyümesini ve enerji maliyetinde uygun seviyelere inmeyi arzuluyor.

Şimdilik dikey tarımın uygulama alanları, marul, dereotu, maydonoz gibi yeşillikler, çilek ve yaban mersini gibi yumuşak meyveler. Büyüme süresi kısa olanlar tercih ediliyor.

Dikey Tarımın dünyadaki gıda güvenliğine hizmet edip etmeyeceği henüz tam net olamasa da sürdürülebilir gıda üretimine katkı sağlaması bekleniyor.

DOSYA HABER

dosyahaber.com

Ekleme Tarihi: 23 Ağu 2022 17:00