Türkiye İçin Korkutan Rapor: O Şehirlere Tarih Verildi

Güney Kore merkezli Pusan Üniversitesi tarafından yapılan ve saygın bilim dergisi Nature'da yayımlanan küresel bir araştırma, Türkiye için alarm zillerini çaldırıyor. İklim değişikliğinin hızlandırdığı kuraklık senaryolarını inceleyen bilim insanları, önlem alınmazsa aralarında İstanbul'un da bulunduğu dört büyük şehrin içme suyu kaynaklarını tamamen kaybedebileceği konusunda net tarihler verdi. 💧

"Sıfır Günü" Takvimi: Hangi Şehir Ne Zaman Risk Altında? 🗓️

Araştırmayı yürüten Prof. Dr. Christian Franzke'nin Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamaya göre, en kötü senaryo olan "yüksek emisyon senaryosu"nun gerçekleşmesi halinde Türkiye'nin büyük şehirlerini bekleyen "Sıfır Günü Kuraklığı" takvimi şu şekilde:

Bu "Sıfır Günü," şehir şebekelerindeki suyun tükendiği ve muslukların akmadığı günü ifade ediyor.

Raporun Arkasındaki Bilimsel Gerçekler 🔬

Pusan Üniversitesi'nin küresel çapta yürüttüğü çalışma; buharlaşma, nehir akışları ve baraj doluluk oranları gibi kritik verileri analiz ederek geleceğe yönelik su kıtlığı haritası çıkardı. Araştırma, mevcut politikalarla devam edilmesi durumunda 2100 yılına kadar dünyanın kuraklığa eğilimli bölgelerinin en az yarısının benzeri görülmemiş bir su kıtlığıyla yüzleşeceğini öngörüyor.

Tehlike Sadece Musluklarda Değil, Tarlalarda da Var 🌾

Uzmanlar, su kıtlığının sadece içme suyu krizine yol açmayacağı konusunda hemfikir. Türkiye Su Enstitüsü'nden Dr. Tuğba Evrim Maden, yağış rejimindeki düzensizliklerin tarımsal üretimi ve gıda güvenliğini de doğrudan tehdit ettiğini vurguladı. Su olmadan tarım yapılamayacağı gerçeği, kuraklığın aynı zamanda bir gıda krizini de tetikleyebileceğini gösteriyor.

Uzmanlardan Acil Eylem Çağrısı: "Verimlilik Şart!" 🗣️

Raporun ortaya koyduğu karamsar tabloya rağmen uzmanlar, çözümün mümkün olduğuna işaret ediyor. Prof. Dr. Franzke, "Yeni barajlar inşa etmekten daha etkili ve düşük maliyetli olan, mevcut su kaynaklarının verimli kullanılmasıdır" diyerek tasarrufun ve doğru su yönetiminin altını çizdi. Sürdürülebilir su politikalarının artık bir tercih değil, bir zorunluluk olduğu belirtiliyor.