Yeni nesil gelişmeler iş hukukunu nasıl şekillendirecek
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi, "Ekonomik ve Teknolojik Gelişmelerin İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukukuna Etkisi" konulu sempozyum kapsamında hukuk dünyasının önde gelen isimlerini ağırladı.
Sempozyum, hukuk camiasında iş hukuku alanında yaptığı çalışmalarla tanınan ve bir duayen olarak kabul gören Prof. Dr. Münir Ekonomi’ye 85’inci doğum günü armağanı olarak düzenlendi
Hızla hayatımızın bir parçası olan yeni teknolojiler ve ekonomik gelişmeler iş hukukunun temel kavramlarına ilişkin pek çok tartışmayı beraberinde getiriyor. "Ekonomik ve Teknolojik Gelişmelerin İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukukuna Etkisi" konulu sempozyum, iş hukukunun temel kavramlarını yeni gelişmeler ışığında tekrar değerlendirmek, ortaya çıkan sorunları tespit etmek ve bu kavramlar üzerinde yeniden düşünmek amacıyla düzenlendi. Bu çerçevede, yeni üretim biçimleri, teknolojik ve ekonomik gelişmelerin, iş gücünün yapısı ve istihdama, iş sözleşmesi ve konusu emek olan diğer sözleşme ilişkilerine, işçi, işveren, işyeri kavramlarına, işçi ve işveren sendikalarına etkisi ve yeni arayışlar tartışıldı.
“Şirketlerin sorumluluğu ve devletin yükümlülüğü kavramlarının hukuki düzen ilişkileriyle bir arada bulunduğu bir dönemdeyiz”
BİLGİ Karşılaştırmalı İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Uluslararası Ticaret ve Tahkim Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi iş birliğinde gerçekleştirilen sempozyumun açılış konuşmasını BİLGİ Hukuk Fakültesi Vekil Dekanı Prof. Dr. Turgut Tarhanlı gerçekleştirdi. Prof. Dr. Münir Ekonomi’ye 85’inci doğum günü armağanı olarak hazırlanan etkinliğe ev sahipliği yapmaktan onur duyduğunu belirten Prof. Dr. Tarhanlı, “Bu sempozyum, Türkiye hukuk araştırmalarında, bu başlık altında yer alacak çalışmalar ve tartışmalarla geliştirilecek katkı bakımından alanında öncü olarak nitelendirilebilir. Şirketlerin sorumluluğu ve devletin yükümlülüğü kavramlarının hukuki düzen ilişkileriyle bir arada bulunduğu bir dönemdeyiz. Birleşmiş Milletler’in İş Dünyası ve İnsan Hakları Rehber İlkeleriyle, küresel piyasa ekonomisi ve dijital teknolojinin de katkısıyla daha da artan iş dünyası ve insan hakları ilişkisi karşısında öncelikle şirketler bakımından bir sorumluluk çerçevesi ortaya konulmuştur. Bir uluslararası hukukçu olarak BM tarafından oluşturulan bu ilkelerin, bu süreçteki çabalarımıza ışık tutacağını düşünüyorum” dedi.
Sempozyumu değerlendiren Prof. Dr. Münir Ekonomi ise iş hukukunun yüzyıllar içindeki dönüşümünü ele aldığı konuşmasında; “Roma Hukuku ile temelleri atılan, kira akdinin bir türü olarak düzenlenen işçi kirası dönüşerek iş sözleşmesi halini almıştır. Gittikçe gelişen sanayi, yeni iş kollarının ortaya çıkması ve bu işlerin sadece işyeri ile sınırlı kalmayarak işyeri dışında da yürütülmesini mümkün kılarak yeni sorunları da beraberinde getiriyor“ diyerek sempozyumda tartışılan konular ve sunulan çözüm yolları ışığında ilerleyen dönemde konunun bütün ayrıntılarıyla ele alınacağı bir proje çerçevesinde uluslararası bir seminer daha düzenlenmesini önerdi. Prof. Dr. Ekonomi “Türkiye’deki iş hukukunun artık değişme zamanının geldiğine dair fikirlerimizi ve önerilerimizi ortaya koymamız gerekiyor” dedi.
BİLGİ Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Kübra Doğan Yenisey ise günümüzde çok güçlü bir teknolojik devrimin yaşanmakta olduğunun altını çizerek, “OECD 2017 Dijital Görünüm Raporu’nda bilişim teknolojileri alanında faaliyet gösteren en büyük on beş şirketin toplam değerinin 1997 yılında 17 milyar dolar iken, 2017 yılında bu rakamın 3.639 milyar dolara ulaştığını görüyoruz. Endüstri 4.0 olarak adlandırılan dev değişim, küreselleşme ve artan rekabet, “iş”in ve “iş hukuku”nun geleceğini önemli biçimde değiştiriyor. Umuyoruz ki; bu yeniliklerden kaynaklanan olumsuz etkileri ortadan kaldırabileceğimiz yasal bir düzene geçebileceğiz” dedi.
“Küresel büyüme, işgücü çıkarları ve teknolojik gelişmelerin piyasaya uyarlanmasıyla gerçekleşebilecek”
BİLGİ Dünya Ticaret Örgütü Kürsüsü Başkanı ve Uluslararası Ticaret ve Tahkim Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi Direktörü Dr. Pınar Artıran; “Küresel boyutta devam eden ekonomik ilerleme ve büyüme; ancak ülkeler teknolojik gelişmelere bağlı değişimleri ele alırken iş gücü piyasalarına ait özel durumları da kapsayabildikleri, iş gücünün endişelerini ele alabildikleri ve teknolojik gelişmeleri gerektiği şekilde iş gücü piyasalarına uyarlayabildikleri surette gerçekleşebilecek. Gelişen teknoloji ve otomasyon uluslararası ticaretin önünü açarak ülke ekonomisine katkıda bulunmakla birlikte bireylerin işlerini kaybetmeleri riskini doğurabilir. Dünya Ticaret Örgütü’nün 2017 yılı Dünya Ticaret Raporu’na göre, ABD’de imalat işlerinde son zamanlarda görülen düşüşün sebeplerine bakıldığında, ithalat nedeniyle ortaya çıkan rekabetin bu düşüşün sadece yüzde 20’sini açıklayabildiği, kalan yüzde 80’lik oranın temel nedeninin teknoloji olduğu görülmekte. Dolayısıyla dünya ölçeğinde karar alıcıların, bu verileri göz önünde bulunduracak sosyal ve politik yanıtlar bulmaları gerekecektir. Ancak her halükarda bulunacak çözümler, günümüzde uluslararası ticaret ağırlıkla küresel değer zincirleri üzerinden yürüdüğünden, teknoloji ve otomasyonun olası olumsuz sonuçlarına karşı tüm ülkelerin ve uluslararası kuruluşların işbirliği içerisinde çalışmalarına ihtiyaç var” dedi.