Köşe Yazısı Güncelleme Tarihi: 1 Nis 2023 01:00

Yüksek Teknoloji Başkanlığı ve Fonu

Bu yazım Türkiye’nin geleceği veya olması gereken geleceği hakkında olacaktır.

yüksek teknoloji

Ülkemizin gelecek hedefi Atatürk tarafından çok güzel tarif edilmiştir.

”Büyük davamız en medenî ve en müreffeh millet olarak varlığımızı yükseltmektir.”

Ülkemizin gelecek hedefi gelişmiş ülkeler seviyesinde hatta lider konumda olması olarak tarif edilebilir.

Bu hedefe ulaşmak için mutlaka olmazsa olmazınız ülke olarak yüksek teknolojiye sahip olmamızdır.

Yüksek teknolojiye sahip olduğumuzda , ülkemizin bilimsel gelişmişlik seviyesi , eğitim ve kültür düzeyi ve en tabiki refah seviyesinde oldukça ileri gittiği gelişmiş bir ülke olduğu görülecektir.

Yüksek teknoloji genelde ileri teknoloji yada mevcut teknolojinin üstünde bir teknoloji olarak tanımlanıyor.

Bence boş bir tanım bugün yüksek teknoloji olan ürün yarın sıradan bir ürüne dönüşüyor ya da geçmişte yüksek teknoloji kabul edilen pek çok ürün şu an sıradan ürün konumundadır.

Bana göre yüksek teknoloji dünyada sadece bir yada bir kaç ülkede bulunan diğer ülkelerin henüz erişemediği teknolojidir.

Örnek verecek olursak otomotiv üretimi geçmiş zamanda gelişmiş ülkelerin sahip olduğu bir ürün sayılırken , şu an neredeyse her ülke tarafından üretilir durumdadır.

Şu an otomotiv endüstrisinde yüksek teknoloji otomotiv endüstrisinin kullandığı çipler ve elektrikli araçların bataryalarıdır.

Yüksek teknoloji kavramını daha da özetlersek katma değeri yüksek ürünler olarak kısaca belirtebiliriz.

Üretim maliyeti 1-2 birim olan bir ürünü 10 birim, hatta 20 birim fiyata satabiliyorsanız, fiyatı yüksek olsa bile tüketicilerin ilgisi her zaman aynı kalabiliyorsa, hatta her yenilikle birlikte ürüne ilgi de artıyorsa, üretiminde çalışanlar bu işten yüksek kazanç sağlayabiliyorsa bunu üretebilmek için özgün bir üretim teknolojisi kullanabiliyorsanız bu gerçekten yüksek katma değerli bir ürün olmuş demektir. Tabi burada ürün derken hizmet sektörünü de belirtiyorum. Yazılım sektörü katma değeri en yüksek sektörlerden biridir.

Savunma sanayi

Basit bir örnek vereyim bir telefon kulaklığını düşünün kablosuz olan bluetooth ile çalışan gerçekten bu kulaklığın maliyeti nedir biraz plastik ve çok az metal ağırlığı 50 gram olsun. Ama fiyatı maliyetine göre oldukça yüksektir.

Telefonu olanların kulaklığının olmaması düşünülemez.

Katma değeri yüksek ürünlere örnek olarak; "Savaş Uçakları, Savunma Sanayi Ürünleri, Havacılık Sanayi Ürünleri, Otomotiv Sanayi Ürünleri ve CNC Sanayi Ürünleri" verilebilir.

Benim bahsetmek istediğim teknoloji gene bir örnek verirsem şu an evlerde kullanılan bulaşık makinalarını düşünürseniz bu makinalarının susuz ve deterjansız çalışanını bulmak ve üretmek yüksek teknolojidir.

Genelde bu tip ürünler günümüzde gelişmiş bilgisayar elektroniğine ve yazılıma sahip ürünlerdir.

Dünyada şu an en popüler yüksek teknoloji ürününün çip olduğunu söyleyebiliriz.

Sık sık gazetelerde çip sıkıntısının özellikle otomotiv endüstrisinde üretimi düşürdüğünü okumaktayız.

Türkiye’nin TÜBİTAK nezdinde küçük bir yonga üretim tesisi var. Hemen hemen pek çok ülkede böyle bir tesis yoktur.

Yonga üretim tesisi dediğimiz üretim yeri 40 ile 50 milyar dolarlık bir yatırımdır.

Sadece üretmek yetmez birde tasarım gerekiyor.

Çip teknolojisi çok hassas ve süreç olarak oldukça çetrefilli olduğu için özel sermaye bu alana yatırım yapmayı riskli buluyor. Bu yüzden, bu sanayi devletler tarafından destekleniyor.

Savunma sanayi

Çiplerin savunma sanayi ve siber savaşlardaki önemiyle de birleşince, yarı iletken sanayi bir ulusal çıkar unsuru haline geliyor.

Dünyada Çin ve ABD arasındaki küresel egemenlik savaşı bu alanda sürmekte.

İşte burada ortaya Tayvan çıkıyor. Tayvan dünya cip üretiminin yarısından fazlasını üretmektedir.

Yüksek teknolojiye ulaşmak oldukça pahalı ve uzun bir süreçtir. Örnek olarak bir çok gelişmiş ülkenin ortak olarak yürüttüğü büyük bir proje olan füzyon reaktörünü örnek verebilirim.

Temel gövdesi yaklaşık 23 bin ton ağırlığında olması beklenen proje Avrupa Birliği ülkelerinin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Japonya, Güney Kore, Rusya, İngiltere, Çin ve Hindistan ortaklığında inşa ediliyor.

Neden bu projeye bu kadar ülke katılıyor derseniz. İnanılmaz büyüklükte bir bütçe gerekmesidir.

Avrupa Birliği gerekli olan 20 milyar Euro bütçenin yüzde 45’ini karşılarken, diğer yedi ülkenin her biri yüzde 9.1 oranında projeye maddi açıdan destek verecek.

İlk defa 1985 yılında Cenevre Süper Güçler Zirvesi’nde ele alınan projeye Çin, Hindistan ve Güney Kore 2003 yılında dahil olmuştu. Bildiğim kadarıyla şu ana kadar harcanan para 70 milyar doları geçmiştir.

Sadece özel sektörden veya eğitim kurumlarından yüksek teknoloji beklemek doğru bir yaklaşım olmaz.

Dev bütçelerin gerektiği fakat başarılı olup olmayacağı belli olmayan araştırmalar veya projeler ancak kamu eliyle yürüte bilinir.

Türkiye’nin başarılı olduğu Savunma sanayi başkanlığı var. Başarısının ana kaynağı büyük parasal destekler ve tek elden iyi bir yönetime sahip olmasıdır.

Türkiye’nin geleceği için vaz geçilmezlerden biri yüksek teknoloji olduğu açıktır. Bu durumda yüksek teknoloji başkanlığı ve bu kurumu destekleyen büyük bir fon gereksinimi vardır.

Yüksek teknolojilere ulaşmak büyük parasal desteklere ihtiyaç duyulur. Bu arada sadece para değil harika beyin insan gücü çok büyük bütçeler sonuçsuz çalışmalar uzun yıllar gerekmektedir. Bu konuda maalesef alternatif yok ya teknolojiyi geliştirirsiniz yada oldukça pahalı olarak alırsınız.

Aldığınız yüksek teknoloji ürünleri bu arada alabilirseniz satıcılar genelde oldukça nazlı olurlar. Sizden ayrıca bu teknolojiyi oluştururken harcanan bütçeyi de fiyata dahil edecektir. Kısacası elin teknolojik harcamalarını biz ödemiş oluruz.

Pek çok yeni teknolojiyi de parasıyla bile gelişmiş ülkeler satmamaktadırlar. Malum ülkemizin yaşadığı pek çok ambargoyu hatırlatmak isterim.

Yüksek teknoloji çalışmasına ülkemizden örnek verirsek Altay tankı prototip çalışmasını verebiliriz. Bu çalışmanın ülkemize maliyeti yarım milyar dolara çıkmıştır.

Yüksek teknoloji ham maddesi ARGE harcamalarıdır. Maalesef ülkemizde ARGE harcamalarında artış görülmekle beraber genel olarak baktığımız zaman iyi durumda gözükmüyoruz.

Aşağıda ülkelerin yıllık gelirlerinden ARGE ye ayırdıkları payları gösteren bir grafik vardır.

OECD Ar-Ge harcamaları

Atatürk’ün hayatta en hakiki mürşit ilimdir sözünü hatırlatarak yazıma son veriyorum.

Ekleme Tarihi: 1 Nis 2023 01:00