Köşe Yazısı Güncelleme Tarihi: 5 Eyl 2016 11:00

Yurt dışındaki varlıkların Türkiye'ye getirilmesi

Yurt dışındaki varlıkların Türkiye'ye getirilmesi
Kamuoyunda vergi affı olarak bilinen ve birçok düzenlemeyi kapsayan "Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılmasına İlişkin Hükümler"i Vergi Uzmanı Ömer Yusuf yazdı: 

Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılmasına İlişkin Hükümler (4. BÖLÜM)

A- Yurt Dışında Sahip Olunan Varlıkların Türkiye’ye Getirilmesi

Gerçek ve tüzel kişiler, 31/12/2016 tarihine kadar maddede sayılan ve yurt dışında bulunan varlıklarını Türkiye’ye getirmeleri hâlinde bunlara serbestçe tasarruf edebileceklerdir.

Söz konusu varlıkların, gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince işletme kayıtlarına dahil edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını bu maddedeki hükümler çerçevesinde 31/12/2016 tarihine kadar Türkiye’ye getiren gerçek ve tüzel kişiler, madde hükümlerinden yararlanabileceklerdir. Söz konusu varlıkların 31/12/2016 tarihine kadar bir veya birden fazla seferde Türkiye’ye getirilmesi mümkündür.

Defter tutan mükellefler, dilerlerse bu madde kapsamında Türkiye’ye getirdikleri varlıklarını, işletme kayıtlarına dahil edebileceklerdir. İşletmelere bu şekilde dahil edilen varlıklar, vergiye tabi kazancın tespitinde dikkate alınmayacaktır. Aynı şekilde, söz konusu varlıklar herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın işletmeden çekilebilecek ve işletmeden çekilen bu varlıklar dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmayacaktır

Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, yurt dışından getirdikleri ve kanuni defterlerine kaydettikleri varlıkları için pasifte özel bir fon hesabı açabileceklerdir. Söz konusu hesap serbestçe tasarrufa konu edilebilecek, sermayeye eklenebileceği gibi ortaklara da dağıtılabilecektir. Fon hesabında tutulan bu tutarlar, işletmenin tasfiye edilmesi hâlinde vergilendirilmeyeceği gibi birleşme, devir ve bölünme hallerinde de vergilendirilmeyecektir.

Ayrıca söz konusu varlıklara ilişkin tutarların, kurumlar vergisi mükellefleri tarafından ortaklara dağıtılması hâlinde kar dağıtımına bağlı stopaj yapılmayacak, gerçek kişi ortaklar ile kurumlar vergisi mükellefi olan ortaklar tarafından elde edilen bu tutarlar da vergilendirilmeyecektir.

Ticari kazancı işletme hesabı esasına göre tespit olunanlar ile serbest meslek kazanç defteri tutan mükellefler, söz konusu varlıkları defterlerinde ayrıca gösterebileceklerdir. Kayıtlara alınan varlıkların daha sonra elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gelirin veya kurum kazancının tespitinde gider veya indirim olarak kabul edilmeyecektir.

Yurt dışında bulunan varlıklar yine yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 31/12/2016 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilecektir. Bu takdirde, defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmaksızın bu madde hükümlerinden yararlanılabilecektir.

B- Yurt İçinde Sahip Olunan Varlıkların Kanuni Defterlere Kaydı

Gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri sahip oldukları, Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlarını 31/12/2016 tarihine kadar kanuni defterlere kaydedebileceklerdir.

Bu hükmün uygulanmasında taşınmazlar,

- Arazi,

- Tapu siciline ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar,

- Kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler
olarak sayılmıştır.

İşletmeye kayıt yapılırken, taşınmazların rayiç bedelinin Türk Lirası karşılığı, diğer varlıkların ise Vergi Usul Kanununun iktisadi işletmelere dahil kıymetleri değerlemeye ilişkin hükümlerine göre tespit edilen değerleri esas alınacaktır.

Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve kanuni defterlere kaydedilen varlıklar, dönem kazancının tespitinde gelir unsuru olarak dikkate alınmayacaktır. Ayrıca, söz konusu varlıklar dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilecektir.

Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, yurt içinde bulunan ve defterlerine kaydettikleri kıymetleri için pasifte özel bir fon hesabı açacaklardır. Bu fon, sermayeye eklenebileceği gibi ortaklara da dağıtılabilecektir. Fon hesabında tutulan bu tutarlar, işletmenin tasfiye edilmesi hâlinde vergilendirilmeyeceği gibi birleşme, devir ve bölünme hallerinde de vergilendirilmeyecektir.

Ayrıca söz konusu varlıklara ilişkin tutarların, kurumlar vergisi mükellefleri tarafından ortaklara dağıtılması hâlinde kar dağıtımına bağlı stopaj yapılmayacak, gerçek kişi ortaklar ile kurumlar vergisi mükellefi olan ortaklar tarafından elde edilen bu tutarlar da vergilendirilmeyecektir.

Ticari kazancı işletme hesabı esasına göre tespit olunanlar ile serbest meslek kazanç defteri tutan mükellefler de kanuni defterlerinde yer almayan varlıklarını, 31/12/2016 tarihine kadar işletme defteri ile serbest meslek kazanç defterine kaydedebileceklerdir. Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde gelir unsuru olarak dikkate alınmayacaktır.

İşletmeye kaydedilen bu varlıkların daha sonra elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gelirin veya kurum kazancının tespitinde gider veya indirim olarak kabul edilmeyecektir. Defter kayıtlarına intikal ettirilen taşınmazlar hakkında 213 sayılı Kanunda yer alan amortismanlara ilişkin hükümler uygulanmayacaktır.

Yurt dışından Türkiye’ye getirilen veya yurt içinde olup kanuni defterlere kaydedilen varlıklar nedeniyle, madde hükmünden yararlananlar ve bunların kanuni temsilcileri hakkında, başkaca bir neden ile gerekli olması hali saklı kalmak üzere sırf bu işlemin yapılmış olmasından dolayı ve bu işlemden hareket edilerek, hiçbir şekilde vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı ile herhangi bir araştırma, inceleme, soruşturma veya kovuşturma yapılamayacak, vergi cezası ve idari para cezaları kesilemeyecektir. 

Ekleme Tarihi: 5 Eyl 2016 11:00